32
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1961
Okunma

Sana bir solukluk nefes kadar, çok mu çok yakınım
yakın bana niçin, fersah fersah Kaf dağınca uzak?
ya bu bana, Allah’ın sunduğu bir tek mutluluğum
ya da acılar içinde, hayat kurdu bir tür tuzak
adımlar neden hep tek yönlüdür, nefse kör akarlar?
dost kapıdan çevrilir, hasut ’lük içimizde değirmi?
neden bu gurur ve kibir durmaz, ensem de yatarlar?
hayatın şartı; huzura ak çıkabilmek değil mi?
ne umdun miskin gönlüm, yediğin haltların güzel mi?
kul gönlünün nefret ve bedduası mı sana elzem?
dert çaresi; içten akan, hakkın hoşluğu değil mi?
rezil olup battıktan sonra, niye koşarsın her dem?
çimdikçe arınıp kirden, rezilliğin gider elden
bir gönül bin deryayı doldurur, hak aşkı kurulur
ruh sevgisine koşar, sevgi coşar gönül de selden
hak yolda; ne İrem bahçesi, ne gül istemi olur
biçare gönül; nefis dağ aşmaz, düze kaçar durur
gönül değirmeni durmadan, hep kendine öğütür
yol yordamın ortasında, kalp özüyle tek bulunur
hak merdiveni; kirli hisleri hiç koymaz çürütür
gebe deve sesinde, kuru kütük gibi inlerim
hakikat deryasında ki bir zerreye de razıyım
yandım yüceliğinde güzelin, başka ne isterim
Hakkın hak yolunda, yokluğun açlığına da varım
Ben yakınım; o ruhunun eriyiğinde
tüm benliğimle canımla öğütülüp de kavrulmaya
Ben hazırım; yücenin huzurun da yerlerde de
sürünüp de, aşk alevinde korlu savrulmaya
Dumanım sardı iç yangınım da yüreğimi,
yetmez ki köz bağrımda ki özlemimi harlamaya
Boşa geçen günlerdeki nefsim söyle; ne kaldı boş elinde,
kör gözlerin sönmüş ferinden başka
Toprak hayat oldu sundu seni yaşattı nefsini,
gel artık deyince geride ne kaldı hak olan aşka
(31.08.2010)AZAP
5.0
100% (23)