Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
za
zasagarip

Dün Geçtiniz Buradan

Yorum

Dün Geçtiniz Buradan

( 1 kişi )

2

Yorum

0

Beğeni

5,0

Puan

994

Okunma

Dün Geçtiniz Buradan

Dün Geçtiniz Buradan

Dün geçtiniz buradan
Dün, kanat kanat,
Ufka gittiniz kuşlar...

Gittiniz yâ, ardınıza düştü
Zümrüt gözlerin deldiği efsunlu düşler.
Çünkü dün bu köyde Kul Hafî vardı.
___Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar:
___Taşlara yakardı; sevgiyi sordu.

Aklına hayâller üşüştü
Aklına düşler.
Dizleri mecalsiz, çetin, yokuşlar,
İçini yakan bir sevdâ vardı: tanımsız!
Yollara büyülü nakışlar işli,
Ufkunda,
Bir, puslu bakış...
___Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar.
___Dağlara taşlara sevgiyi sordu,
___Şiirler yazdığı kalemi kırdı.

O şimdi hasrette, o şimdi yasta.
Sakın ağlamayın: o şimdi hasta.
Selâmı sabâhı -dün- kesti dosta.
Kesti de gün soldu,
Sular karardı…
___Karanlığı deldi zümrüt bakışlar,
___Geceleri güne, varı yoğa kardı.
___Aklı alev oldu, gönlü nâr yurdu.

Şunu bil ’Sevgili’
Sâdece şunu;
Bırakmaz ölür de aslâ peşini.
Tutacak elinde, bir gün muhakkak,
O, bir gün muhakkak ’aşk ateşini’

___Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar:
___Geceleri güne, varı yoğa kardı,
___Önünde karakış, çetin yokuşlar,
___Aklı ateş aldı, gönlünü vurdu!

___Aklına üşüştü hayâller, düşler,
___Sizin geçtiğiniz dağlara durdu,
___Karanlığı deldi zümrüt bakışlar,
___Saatini kırdı, sevdâyı kurdu.

Selçuk Bekâr

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Dün geçtiniz buradan Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Dün geçtiniz buradan şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dün Geçtiniz Buradan şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
mehmet özdemir
mehmet özdemir, @mehmetozdemir
5.9.2010 04:02:17
Şiir kadar Mehmet Hocamın yorumu da harika..
Tebrik ederim...
saygılar...
Mehmet Binboğa
Mehmet Binboğa, @mehmetbinboga
29.8.2010 16:07:52
5 puan verdi
Selçuk Bekar şiirinde başka bir dünyadan sesler var sanki;o kuşların bunları anladığından emin oluyor insan nedense?Bunda mistik dünya görüşünün engin ve zengin düş âlemlerinin de etkisi var kuşkusuz.Selçuk Bekar şiiri herkesi kucaklıyor,hiç kimseyi ötelemiyor;aslında herkesin hicranını yazıyor da "ben" diye kendisine eziyet ediyor.Dünyevi her şeye sahip olmuş başarılı bir doktorun,dünyadan geçişinin macerası bu.Hayran olmamak elde değil.Nefsiyle giriştiği cenkte galip gelmek üzere olduğuna hükmediyor insan.
Bu şiire gelince,diğer şiirlerinden farklı bir şekil denemesi yapmış;gerçi Selçuk Hoca bunu hep yapıyor.Yani her şiirinde başka bir form deniyor.Üslubu oturmuş bir şairin şekil denemelerine sıkça girişmesini başlangıçta yadsıdığımı itiraf edeyim.Lakin huzursuz ruhunu kalıptan kalıba sokarak ,Yaratıcının emrinde yok etmeye çalışan bir şairin şiiri ciddiye alıp önünde ceket düğmelemesini beklemek hayalcilik olur.Üstad Necip Fazıl'ın poetikasında belirttiği gibi Selçuk Hoca için de şiir, ancak ve ancak o mutlak güzelliğe ulaşmada bir araçtır.
Selçuk Bekar'ı anlamada bu şiir tam bir pusula görevinde; şöyle ki:

"Gittiniz yâ, ardınıza düştü
Zümrüt gözlerin deldiği efsunlu düşler.
Çünkü dün bu köyde Kul Hafî vardı.
___Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar:
___Taşlara yakardı; sevgiyi sordu. "

Kuşların göklerden gelip göklere gitmeleri,ulaşılmaz olmaları ,çocuk ya da gençliğinin baharındaki şairde büyük soru işaretleri yaratıyor.""Çünkü dün bu köyde Kul Hafî vardı/bunu siz ettiniz ona,kuşlar."dizeleriyle cismani aşkın ,sevginin anamsızlığını daha o günlerde kavradığı anlaşılyor.

İkinci bentte:

"Aklına hayâller üşüştü
Aklına düşler.
Dizleri mecalsiz, çetin, yokuşlar,
İçini yakan bir sevdâ vardı: tanımsız!
Yollara büyülü nakışlar işli,
Ufkunda,
Bir, puslu bakış...
___Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar.
___Dağlara taşlara sevgiyi sordu,
___Şiirler yazdığı kalemi kırdı. "

dizeleriyle,ilahî aşka nasıl tutulduğunu aşama aşama anlatıyor.Açıklamaya mahal vermeyecek kadar duru bir söylemle o sonsuz nura koşmasındaki haklı gerekçeleri sıralıyor.

Üçüncü bentte:

"O şimdi hasrette, o şimdi yasta.
Sakın ağlamayın: o şimdi hasta.
Selâmı sabâhı -dün- kesti dosta.
Kesti de gün soldu,
Sular karardı…
___Karanlığı deldi zümrüt bakışlar,
___Geceleri güne, varı yoğa kardı.
___Aklı alev oldu, gönlü nâr yurdu. "

dizeleriyle Allah aşkıyla nâra dönen yüreğindeki acılar okuyucuya kadar ulaşıyor.Şairin samimiyetini teslim etmeli."O şimdi hasrette o şimdi yasta"dizelerindeki "ayrılık" temi ,malum tasavvuf erbabının sıkça kullandığı "Bezm-i Elest" sürgünlüğüdür."Vahdet'ten kesret'e gidiş",Tanrı'dan dünyaya ya da âleme gelip kayboluş,öksüz kalış,hep o vuslat günü özlemiyle,umuduyla yakarış maceraları tasavvufun imana bakış açısını da imler.Gerçi Selçuk Bekar şiirindeki tasavvuf ,alışılageldiğimiz tasavvuf ritüellerinden farkılıdır.Onda inanç iki kere iki dört edecek kadar aklî bir melekedir.Onun sufiliği ,Hıristiyanlık esintileri de taşıyan "Sana ne yaparlarsa yapsınlar sen hep ver." anlayışından uzak ,imanın insan-Tanrı ilişkisinin en temel diyalektiğidir.

Beşinci bentte:

"Şunu bil ’Sevgili’
Sâdece şunu;
Bırakmaz ölür de aslâ peşini.
Tutacak elinde, bir gün muhakkak,
O, bir gün muhakkak ’aşk ateşini’ "

dizeleriyle ilahi aşkın peşini hiç bırakmayacağını,sonunda mutlaka O'nun nurunda yanacağını belirtiyor.

Altıncı bentte ve yedinci bentlerde:

___Bunu siz ettiniz, siz ona, kuşlar:
___Geceleri güne, varı yoğa kardı,
___Önünde karakış, çetin yokuşlar,
___Aklı ateş aldı, gönlünü vurdu!

___Aklına üşüştü hayâller, düşler,
___Sizin geçtiğiniz dağlara durdu,
___Karanlığı deldi zümrüt bakışlar,
___Saatini kırdı, sevdâyı kurdu.

Benzer ifadelerle artık dünyadan geçtiğini,ilahi aşkın cezbesinde olduğunu;"Saatini kırdı,sevdayı kurdu" dizeleriyle de bundan sonraki yaşamına yön verecek uhrevi yollara yöneldiğini anlatıyor."Saat"imgesi "tik tak tik tak"Nazım'ın şiirinde olduğu gibi makineleşmek,dünya zevkleri,materyalizmi işaret eder."Sevda" sözcüğü ise birçok edebiyat hocasının yanılgısıdır:Sevdâ "sev-mek"sözcüğünden türemiş değil,Arapça ESVED(siyah)köküne bağlıdır.Kâbe'de Cennet'ten geldiğine inanılan siyah taşın adı da:"HACER-ÜL ESVED"dir;yani tam Türkçesi "siyah taş"tır.Hülasa Sevda,Anadolu'da yoğun karşılıksız aşk anlamında kullanılır.Kara sevdâ diye de garip bir galat-ı meşhur vardır.İşte şairin "saatini kırıp sevdâyı kurması" gerçek yaşamın konforundan kaçıp,ilahi aşkın uzun ince,kara ve çileli yoluna yönelmesini anlatır.Bu anlamlı ve güzel şiirinden dolayı üstadı kutlar esenlikler dilerim;uzmanı olmadığımız(Dini mevzuular)konular da istemeyerek de olsa sürç-i lisan ettikse affola.Şiirle kalın efendim.


© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL