Okuduğunuz
şiir
20.8.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
NE AŞKI ULAN..
bana aşk diyolar sevgi diyolar ne aşkı ulan ne aşkı kahpeliğin bedava olduğu dünyada ne aşkı insanlığın ayaklar altına alındığı üç kuruşa insanlığımızın satıldığı dünyada ne aşkı
aşk dediğin bir bardak su gibi iç gitsin bir sahnenin perdesindeki sahte oyuncuları yüzlerine tükürsen arkandan gülerler yazıklar olsun be yazıklar olsun insanlığını satana
oysa bu güzelim dünyamızı kim bozdu be kim kim vurdu bizi arkamızdan kalleşçe kimler meze yaptı sofralarına aşk denilen yılların öyküsünü hepsi üç kuruşun esiri oldular güzelim aşkıda kirlettiler
el ele tutuşmakmış göz göze gelmekmiş eskidenmiş dostum onlar eskiden çok eskiden hani nerde eski komşularımız dostlarımız akrabalarımız düşene bir tekmenin vurulduğu dünyada aşkmı( pehhh)
aşk zannettiğimiz yürekteki sancıymış meğer yılların öyküsü bir kaç kelimedemi biter seviyorsan eğer aşk için yaşamayamı yoksa ölmeyemi değer ve aşk biter insanlığını unutur çeker gider ya yazıklar olsun
gerçi ben yazsamda yazmasamda böyle bu yaşam tarzı aman bananecilik varya genimizde yalanı söylemek kolay ya dilimizde insanı satmak ucuzya yazıklar olsun be sizin sevginize yazıklar olsun insanlığını satana adamız diye gezene yazıklar olsun be yazıklar olsun
beş dakikanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
NE AŞKI ULAN..aman yarabbi üstadım bu satıra bir kitap yazılır ah bu kelime insanı şair değil deli yapar tebrikler yüreğimin tüüüüm içten dileklerimle kutluyorum
AŞK İÇİN YAŞAMAYA MI YOKSA ÖLMEYE Mİ DEĞER VE AŞK BİTER İNSANLIĞINI UNUTUR ÇEKER GİDER YA YAZIKLAR OLSUN! BU NE KADAR GÜZEL SÖZLER ,BU NASIL GÜZEL Bİ YÜREK! SONSUZ SEVGİLERLE SESİNİZE,YÜREĞİNİZE,SAĞLIK O GÜÇLÜ KALEM HEP DAİM OLSUN....
can dostum insanlik once havayi sonra suyu sonra kendini kirletmeye basladigindan beridirki ask sefil ask kimsesiz ask caresiz ask yalniz kaldi ask ask`a kustu kusturduler maalesef ellerine saglik selam olsun can dostuma gurbetten
gerçi ben yazsamda yazmasamda böyle bu yaşam tarzı aman bananecilik varya genimizde yalanı söylemek kolay ya dilimizde insanı satmak ucuzya yazıklar olsun be sizin sevginize yazıklar olsun insanlığını satana adamız diye gezene yazıklar olsun be yazıklar olsun
beş dakikanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white....
YAZIKLARRRR OLSUNNNN ..İNSANLIĞI DOSTLUĞU ÇIKARLARI UĞRUNA YOK EDENLERE ,TEBRİK EDİYOR MÜBAREK KADİR GECENİZİ YÜREKTEN KUTLUYOR DUALARINIZN KABUL OLMASINI KALBEN DİLİYORUM DEĞERLİ DOST YÜREK YÜREĞİNİZE NEFESİNİZE SAĞLIK SELAM SAYGIMLA...
aşk zannettiğimiz yürekteki sancıymış meğer yılların öyküsü bir kaç kelimedemi biter seviyorsan eğer aşk için yaşamayamı yoksa ölmeyemi değer ve aşk biter insanlığını unutur çeker gider ya yazıklar olsun
Tebrik ediyorum bu guzel siiri ve askin guzel anlatimi....... ask icin bence yasamaya deger dost kalem bu nacizanz fikrim ... eline yuregine saglik ......saygilarimla
bana aşk diyolar sevgi diyolar ne aşkı ulan ne aşkı kahpeliğin bedava olduğu dünyada ne aşkı insanlığın ayaklar altına alındığı üç kuruşa insanlığımızın satıldığı dünyada ne aşkı
aşk dediğin bir bardak su gibi iç gitsin bir sahnenin perdesindeki sahte oyuncuları yüzlerine tükürsen arkandan gülerler yazıklar olsun be yazıklar olsun insanlığını satana
oysa bu güzelim dünyamızı kim bozdu be kim kim vurdu bizi arkamızdan kalleşçe kimler meze yaptı sofralarına aşk denilen yılların öyküsünü hepsi üç kuruşun esiri oldular güzelim aşkıda kirlettiler
el ele tutuşmakmış göz göze gelmekmiş eskidenmiş dostum onlar eskiden çok eskiden hani nerde eski komşularımız dostlarımız akrabalarımız düşene bir tekmenin vurulduğu dünyada aşkmı( pehhh)
aşk zannettiğimiz yürekteki sancıymış meğer yılların öyküsü bir kaç kelimedemi biter seviyorsan eğer aşk için yaşamayamı yoksa ölmeyemi değer ve aşk biter insanlığını unutur çeker gider ya yazıklar olsun
gerçi ben yazsamda yazmasamda böyle bu yaşam tarzı aman bananecilik varya genimizde yalanı söylemek kolay ya dilimizde insanı satmak ucuzya yazıklar olsun be sizin sevginize yazıklar olsun insanlığını satana adamız diye gezene yazıklar olsun be yazıklar olsun
beş dakikanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white....
bir sevgiliye isyan anca böyle seslenilir harika idi tebrikederim sayğılarımla.
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white.... İSYAN DOLU GÜZEL ŞİİRİNİZE KATILMAMAK ELDE DEĞİL. YÜREĞİNİZE SAĞLIK .TEBRİKLER .
aşk zannettiğimiz yürekteki sancıymış meğer yılların öyküsü bir kaç kelimedemi biter seviyorsan eğer aşk için yaşamayamı yoksa ölmeyemi değer ve aşk biter insanlığını unutur çeker gider ya yazıklar olsun .....
Çok doğru saptamalar..Öfkeli sözler ama haklılar.. Sadri Alışık gözlerimin önündeydi dinlerken.. Ben aşkla ilgili payımı aldım..Sessizce gidiyorum.. Yürekten kutluyorum arkadaşım..Saygılar..
New York'ta yaşayan bir öğretmen, Lise son sınıfındaki öğrencilerinin "Diğer insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti. Sonra her birine üzerinde altın harflerle "Siz çok önemlisiniz" yazılı birer mavi kurdele verdi.
Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisine üçer tane daha kurdele verip, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler, daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını tespit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi. Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmış, adamın yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti. Ardından, iki tane daha kurdele vermiş ve "Sınıfça bu konuda bir projemiz var. Sizden onurlandırmanız için birini bulmanızı istiyoruz. Onurlandırdığınız insanlara ekstra kurdele de verin. Böylece ard arda bu projenin devam etmesi için başkalarını bulabilirler. Daha sonra lütfen bana ne olduğu konusunda bilgi verin" diye rica etti. O gün üst yönetici, suratsız biri olarak bilinen patronunun yanına gitmeye karar verdi. Patronun odasına girdi ve onun "İş dünyasında bir deha olduğundan ötürü" onu takdir edip örnek aldığını söyledi. Bu mavi kurdeleyi yakasına takması için izin verip vermeyeceğini sordu? Şaşkına dönen patron; " Tabi ki " seklinde cevap verdi. Yönetici de mavi kurdeleyi, patronun tam kalbinin üstüne, ceketine iliştirdi. Ekstra kurdeleyi verirken de ; "Bana bir iyilik yapar mısınız?... Siz de bu kurdeleyi onurlandırmak istediğiniz birine verir misiniz?... Bunu bana veren çocuk, okulda bir proje yaptıklarını söyledi. Bu kabul görme töreninin devam etmesi gerekiyormuş. Böylece "bunun, insanları nasıl etkilediğini belirleyeceklermiş..." dedi...
O gece patron evine geldiğinde, on dört yaşındaki oğlunun yanına oturdu. "Bugün inanılmaz bir şey oldu" dedi. "Ofisteydim. Üst düzey yöneticilerimden biri içeri geldi, bana hayran olduğunu söyleyip, "iş dünyasında bu kadar başarılı olduğum için" göğsüme bu kurdeleyi iliştirdi... Bir hayal etmeğe çalış... Benim bir dahi olduğumu düşünüyor... "Siz çok önemlisiniz" yazılı bu kurdeleyi tam göğsümün üstüne taktı. Bana ekstra bir kurdele verdi ve onurlandıracak başka birini bulmamı istedi. Arabayla eve gelirken, bu mavi kurdeleyle kimi onurlandırabileceğimi düşündüm ve aklıma sen geldin... Ben "seni" onurlandırmak istiyorum. Günlerim aşırı yorucu geçiyor. Eve gelince sana pek ilgi gösteremiyorum. Bazen derslerden aldığın notları beğenmeyince veya odanı toparlamayınca sana bağırıp çağırıyorum... Oysa bu gece bir şekilde buraya oturup, sana benim için ne kadar farklı ve özel olduğunu söylemek istedim. Annen gibi sen de benim hayatımdaki en önemli insansın. Sen mükemmel bir çocuksun. "Seni seviyorum" diye devam etti...
Şaşkına dönen çocuk şimdi ağlamaya başlamıştı... Bütün vücudu titriyordu.... Başını kaldırdı, gözleri yaş içinde olarak babasına baktı ve "Yarın intihar edecektim" baba, dedi... "Baba, ben senin... Çünkü ben senin... Beni hiç sevmediğini... Beni hiç önemsemediğini düşünüyordum... Ama artık her şey çok farklı. Sen baba, şu an... oğlunun hayatını kurtardın!..."
Sizin de sevginizi duymak, hissetmek isteyen insanların var olduğunu sakın unutmayın... Herkes takdir edilmek ister ama takdir etmek konusunda cimriyizdir nedense. Daha doğrusu birisiyle ilgili olumlu düşünce ve duygularımızı dile getirmeyi pek aklımıza getirmez, nasıl olsa onların bunu bildiklerini ya da hissedeceklerini varsayarız. Hayat, söylenmemiş sözleri ertelemek için çok kısadır.
... aşk dediğin bir bardak su gibi iç gitsin bir sahnenin perdesindeki sahte oyuncuları yüzlerine tükürsen arkandan gülerler ... denememidir, şiir midir yargısı bana düşmez, cevabını bulabilecek kadar da bilgi donanımına sahip değilim... sadece özellikle yukarda belirttiğim bölümünüzde haklı bir dile getiriş olduğuna inanıyorum... yüreğinize sağlık...
metin celale cevaben..... siz galiba yusuf hayaloğlunu ahmet arifi ozan arifi hiç dinlemediniz. okumadınız . teziniz neye dayanıyorum bende bunu anlamış değilim. bence sizinkisi içi boş bir eleştiri . eyvallah
arkadaşlar,hanımefendiler,beyefendiler...kaç zamandır söyleyeyim diyordum,sırası geldi.ne yazıkki sitemizin şiir standardı çok düşük.arada bir güzel şiirler çıkmıyor mu.çıkıyor. lakin edebiyat tarihinde ulan diye biten bir şiir hiç yoktur.nasıl günün şiiri seçersiniz anlamış değilim. iyi bir şair değilim fakat iyi bir şiir okuyucusuyum.bu konuda da iddialıyım.seviyeli tartışmalara varım.birbirimizi olumlu tenkitlerle ilerletelim ancak kötüye de kötü diyelim seçici kurula ve beğeni bildiren a rkadaşlara geçmiteki bütün ustalar adına teessüflerimi bildiriyorum
"bana aşk diyolar sevgi diyolar ne aşkı ulan ne aşkı kahpeliğin bedava olduğu dünyada ne aşkı insanlığın ayaklar altına alındığı üç kuruşa insanlığımızın satıldığı dünyada ne aşkı
..."
Böylesine anlamlı - hele ki günümüz için - dizeleri dile getirdiğiniz için tebrikler ve teşekkürler efenim...:)
GÜNÜN ŞİİRİNE VE ŞİİR SEÇKİ KURULUNA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM
Büyük bir hayal kırıklığıyla sormadan edemiyorum:‘bu şiiri kimler hangi kıstaslarla günün şiiri seçmişler?’
Seçici kurul ya da okuyucu beğenisi nasıl bir oylama ya da yöntemle şiiri günün şiiri seçiyorlar gerçekten bunu çok merak eder oldum. Genellikle şiir okumada kıstasım seçilmiş ya da övgü almış şiir olmadığından, çok da ilgilenmiyordum günü şiiriyle sadece arada bakıyordum.
Son zamanlardaki seçkilere baktığımda içinde bulunulan duruma göre bir etkinin seçkide belirleyici olduğunu farkediyordum. İçinde bulunduğumuz kutsal ramazan ayının da etkisiyle, dini şiirlerin seçilmeye başlandığı dikkatimi çekiyordu. Bu belki bir ölçüde anlayışla karşılanabilirdi.
Fakat bugünkü seçkiye baktığım da artık bana ‘pes doğrusu’ dedirtecek bir seçkiyle karşılaştım.
Şöyle ki;
1- Seçilmiş olan şiirde gerçekten insanı etkileyecek bir duygu yoğunluğu var. Buna itirazım yok ama gündelik hayatın acıtan gerçeklerini kanıt göstererek, aşk’ı bu kadar yok saymak ne kadar haklı? Belli ki, şair içinde biriktirdiği ve akıtmazsa kendini zehirleyecek türden bir zehiri boşaltma ihtiyacı içinde. Ama bu boşaltım önüne gelen her şeye saldırıyı gerektirecek bir içerikte olması, bana sanatın inceliğinden ve ruhu okşayan güzelliğinden çok uzak geldi. Ayrıca, bu haliyle şiirin muhatabının ‘kim/ne?’ belirsizliği var.
2- ‘Kör gözüne parmağım’ türünden slogan atmak sanat değildir. Edebiyatın da söyleyiş inceliği gibi bir kaygısının, bir estetik anlayışının olması gerektiği kanısındayım. Bu şiirde ve benzer şiirlerdeki söyleme zaman zaman tiyatro sanatında da rastlanır. Slogan tiyatrosu dediğimiz bir çirkin anlatı türü vardır ve tek doğru budur anlayışını yüksek sesle ve ‘ bağırarak’ anlatır. Oysa bir de, söz, beden, duruş, ritm, ışık, oyunculuk bütünlüğü içerisinde yaşamın çıkmazları gösterilir ve seyirci alacağını kendisi alır. Estetik olan, sanatsal olan budur. Bu şiirde, beni çok irite eden bir slogan söylemi gördüm.
3- Şiirin günün şiiri seçilmesindeki en büyük yanılgı kanımca şudur.
Öncelikle edebiyatın diğer başka işlevlerinin yanı sıra bir dili güzelleştiren, geliştiren, zenginleştiren çok önemli bir işlevi vardır. Bu belki de, edebiyatın işlevleri arasında en önde geleni olduğunu söylemek abartı olmaz. Eğer burası edebiyat defteri ise, burada bulunan insanları bir araya getiren ortak şeyin edebiyat sevgisi ve paylaşımı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sosyal ortam paylaşımı gibi başka nedenler de olsa, esas buluşma gerekçemiz edebiyatsa, o halde hepimiz edebiyatın dili güzelleştirme aracı olduğunu kabul edebiliriz. Şair/yazar özel yazışmalarında bu kuralı gözden kaçırsa da, edebi metinlerle ortaya çıktığında, kullandığı dile azami ölçüde dikkat etmelidir.
Bu şiirin diline ve şairin diğer bazı şiirlerine baktığımızda bu açıdan bir felaketle karşılaşıyoruz.
Bir kere, yazı dili ile konuşma dili birbirinden farklıdır. Dünyadaki bütün dillerin ideali konuşma diliyle yazı dilini birleştirmek olsa da, dünya üzerinde tamamen yazıldığı gibi konuşulan bir dil olmadığını söylemek yanlış olmaz. Ancak, bu birleştirmede esas olan yazı dilini korumaktır. Eğer metnin herhangi bir bölümünde, şive, ağız, gibi bir farklılığa vurgu yapılmak istenmiyorsa o halde yazı diliyle yazılır ama okurken ya da konuşurken diksiyon kuralları geçerlidir.
Geleceğiz- yapacağını- olmayacak- buluşacağız gibi yazılır ama konuşmada gelicez-yapıcaanı-olmuucak-buluşucaaz gibi söylenir. ‘Değil’ diye yazılır ama ‘diil’ şeklinde söylenir. Ama şiirin bütününe baktığımızda birkaç yerde konuşma diliyle yazıldığını ve inanılmaz gramer hataları içerdiğini görüyoruz.
- diyolar
-yazıklarrrrrrr olsunnnnn
Bağlaç olan (dahi, bile anlamımdaki) -de ve –da ekleri ve soru eki olan -mi -mu ekleri ayrı yazılır. Bunu her şiir yazan bilmese de, ama lütfen günün şiiri seçilen bir kalemin bilmesi lazım.
Örnek:
Aşkıda kirlettiler…. (doğrusu: aşkı da kirlettiler)
…dünyada aşkmı… (doğrusu: dünyada aşk mı?) …bir kaç kelimedemi biter… (doğrusu kelimede mi biter?) Yaşamayamı yoksa ölmeyemi (yaşamaya mı yoksa ölmeye mi?) (yazsamda yazmasamda (yazsam da yazmasam da)
Varya
(bazı yerlerde ‘var ya’ diye doğru yazılmış. şiirde aynı kelimenin hem doğru hem yanlış yazılışı var. Yanlışlık olarak dahi birisinin doğru olduğunu düşünüyorsa, o yanlışı aynı şekilde kullanması durumunda hiç değilse bir tutarlılık olur. Tamamen özensiz, tamamen rastgele bir dil kullanılmış.)
Ucuzya Selamda Vermezsinizde Aşkınızda Sevginizde…. Gibi bir çok hatalı yazım..
Şiirin anlam bütünlüğü için de bir çok eleştirel şey söylenebilir.
Sanki bir öfke patlaması var. İçinde öfke duyguları barındıran bir bombanın pimi çekilmiş; sözcükler ve sözcükler arasına sıkıştırılmış birbiriyle uyumsuz duygu parçacıkları etrafa saçılmış gibi..
Şairin duygu yoğunluğuna ve yorum gücüne şapka çıkarırken, şiirini çok fazla arabesk bulduğumu söyleyebilirim.
Ayrıca, bu seçkiyi yapan, edebi kaygılardan uzak, burada eleştirilmeye çalıştığım gerçekleri görmezden gelen seçici kurulu da, ancak posta gazetesinin ‘sizin şiirleriniz’ bölümünde yer bulabilecek bu şiiri, nasıl (hangi estetik gerekçelerle?) günün şiiri seçtiklerini merak ettiğimi söylemek istiyorum.
Eğer seçkide, okur oyları etkin olmuşsa, bu da 'sanatta star olma'nın ne kadar vahim sonuçlara götürebildiği sonucuna götürür ki, bu da ayrı bir yazının konusudur.
CEntilmenCE tarafından 8/22/2010 1:23:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
New York'ta yaşayan bir öğretmen, Lise son sınıfındaki öğrencilerinin "Diğer insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti. Sonra her birine üzerinde altın harflerle "Siz çok önemlisiniz" yazılı birer mavi kurdele verdi.
Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisine üçer tane daha kurdele verip, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler, daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını tespit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi. Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmış, adamın yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti. Ardından, iki tane daha kurdele vermiş ve "Sınıfça bu konuda bir projemiz var. Sizden onurlandırmanız için birini bulmanızı istiyoruz. Onurlandırdığınız insanlara ekstra kurdele de verin. Böylece ard arda bu projenin devam etmesi için başkalarını bulabilirler. Daha sonra lütfen bana ne olduğu konusunda bilgi verin" diye rica etti. O gün üst yönetici, suratsız biri olarak bilinen patronunun yanına gitmeye karar verdi. Patronun odasına girdi ve onun "İş dünyasında bir deha olduğundan ötürü" onu takdir edip örnek aldığını söyledi. Bu mavi kurdeleyi yakasına takması için izin verip vermeyeceğini sordu? Şaşkına dönen patron; " Tabi ki " seklinde cevap verdi. Yönetici de mavi kurdeleyi, patronun tam kalbinin üstüne, ceketine iliştirdi. Ekstra kurdeleyi verirken de ; "Bana bir iyilik yapar mısınız?... Siz de bu kurdeleyi onurlandırmak istediğiniz birine verir misiniz?... Bunu bana veren çocuk, okulda bir proje yaptıklarını söyledi. Bu kabul görme töreninin devam etmesi gerekiyormuş. Böylece "bunun, insanları nasıl etkilediğini belirleyeceklermiş..." dedi...
O gece patron evine geldiğinde, on dört yaşındaki oğlunun yanına oturdu. "Bugün inanılmaz bir şey oldu" dedi. "Ofisteydim. Üst düzey yöneticilerimden biri içeri geldi, bana hayran olduğunu söyleyip, "iş dünyasında bu kadar başarılı olduğum için" göğsüme bu kurdeleyi iliştirdi... Bir hayal etmeğe çalış... Benim bir dahi olduğumu düşünüyor... "Siz çok önemlisiniz" yazılı bu kurdeleyi tam göğsümün üstüne taktı. Bana ekstra bir kurdele verdi ve onurlandıracak başka birini bulmamı istedi. Arabayla eve gelirken, bu mavi kurdeleyle kimi onurlandırabileceğimi düşündüm ve aklıma sen geldin... Ben "seni" onurlandırmak istiyorum. Günlerim aşırı yorucu geçiyor. Eve gelince sana pek ilgi gösteremiyorum. Bazen derslerden aldığın notları beğenmeyince veya odanı toparlamayınca sana bağırıp çağırıyorum... Oysa bu gece bir şekilde buraya oturup, sana benim için ne kadar farklı ve özel olduğunu söylemek istedim. Annen gibi sen de benim hayatımdaki en önemli insansın. Sen mükemmel bir çocuksun. "Seni seviyorum" diye devam etti...
Şaşkına dönen çocuk şimdi ağlamaya başlamıştı... Bütün vücudu titriyordu.... Başını kaldırdı, gözleri yaş içinde olarak babasına baktı ve "Yarın intihar edecektim" baba, dedi... "Baba, ben senin... Çünkü ben senin... Beni hiç sevmediğini... Beni hiç önemsemediğini düşünüyordum... Ama artık her şey çok farklı. Sen baba, şu an... oğlunun hayatını kurtardın!..."
Sizin de sevginizi duymak, hissetmek isteyen insanların var olduğunu sakın unutmayın... Herkes takdir edilmek ister ama takdir etmek konusunda cimriyizdir nedense. Daha doğrusu birisiyle ilgili olumlu düşünce ve duygularımızı dile getirmeyi pek aklımıza getirmez, nasıl olsa onların bunu bildiklerini ya da hissedeceklerini varsayarız. Hayat, söylenmemiş sözleri ertelemek için çok kısadır.
New York'ta yaşayan bir öğretmen, Lise son sınıfındaki öğrencilerinin "Diğer insanlardan farklı özelliklerini" vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California Del Mar'dan Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar özel olduklarını belirtti. Sonra her birine üzerinde altın harflerle "Siz çok önemlisiniz" yazılı birer mavi kurdele verdi.
Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisine üçer tane daha kurdele verip, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler, daha sonra sonuçları takip edecek, kimin kimi onurlandırdığını tespit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi. Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olan yakınlarındaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmış, adamın yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti. Ardından, iki tane daha kurdele vermiş ve "Sınıfça bu konuda bir projemiz var. Sizden onurlandırmanız için birini bulmanızı istiyoruz. Onurlandırdığınız insanlara ekstra kurdele de verin. Böylece ard arda bu projenin devam etmesi için başkalarını bulabilirler. Daha sonra lütfen bana ne olduğu konusunda bilgi verin" diye rica etti. O gün üst yönetici, suratsız biri olarak bilinen patronunun yanına gitmeye karar verdi. Patronun odasına girdi ve onun "İş dünyasında bir deha olduğundan ötürü" onu takdir edip örnek aldığını söyledi. Bu mavi kurdeleyi yakasına takması için izin verip vermeyeceğini sordu? Şaşkına dönen patron; " Tabi ki " seklinde cevap verdi. Yönetici de mavi kurdeleyi, patronun tam kalbinin üstüne, ceketine iliştirdi. Ekstra kurdeleyi verirken de ; "Bana bir iyilik yapar mısınız?... Siz de bu kurdeleyi onurlandırmak istediğiniz birine verir misiniz?... Bunu bana veren çocuk, okulda bir proje yaptıklarını söyledi. Bu kabul görme töreninin devam etmesi gerekiyormuş. Böylece "bunun, insanları nasıl etkilediğini belirleyeceklermiş..." dedi...
O gece patron evine geldiğinde, on dört yaşındaki oğlunun yanına oturdu. "Bugün inanılmaz bir şey oldu" dedi. "Ofisteydim. Üst düzey yöneticilerimden biri içeri geldi, bana hayran olduğunu söyleyip, "iş dünyasında bu kadar başarılı olduğum için" göğsüme bu kurdeleyi iliştirdi... Bir hayal etmeğe çalış... Benim bir dahi olduğumu düşünüyor... "Siz çok önemlisiniz" yazılı bu kurdeleyi tam göğsümün üstüne taktı. Bana ekstra bir kurdele verdi ve onurlandıracak başka birini bulmamı istedi. Arabayla eve gelirken, bu mavi kurdeleyle kimi onurlandırabileceğimi düşündüm ve aklıma sen geldin... Ben "seni" onurlandırmak istiyorum. Günlerim aşırı yorucu geçiyor. Eve gelince sana pek ilgi gösteremiyorum. Bazen derslerden aldığın notları beğenmeyince veya odanı toparlamayınca sana bağırıp çağırıyorum... Oysa bu gece bir şekilde buraya oturup, sana benim için ne kadar farklı ve özel olduğunu söylemek istedim. Annen gibi sen de benim hayatımdaki en önemli insansın. Sen mükemmel bir çocuksun. "Seni seviyorum" diye devam etti...
Şaşkına dönen çocuk şimdi ağlamaya başlamıştı... Bütün vücudu titriyordu.... Başını kaldırdı, gözleri yaş içinde olarak babasına baktı ve "Yarın intihar edecektim" baba, dedi... "Baba, ben senin... Çünkü ben senin... Beni hiç sevmediğini... Beni hiç önemsemediğini düşünüyordum... Ama artık her şey çok farklı. Sen baba, şu an... oğlunun hayatını kurtardın!..."
Sizin de sevginizi duymak, hissetmek isteyen insanların var olduğunu sakın unutmayın... Herkes takdir edilmek ister ama takdir etmek konusunda cimriyizdir nedense. Daha doğrusu birisiyle ilgili olumlu düşünce ve duygularımızı dile getirmeyi pek aklımıza getirmez, nasıl olsa onların bunu bildiklerini ya da hissedeceklerini varsayarız. Hayat, söylenmemiş sözleri ertelemek için çok kısadır.
seslendirme müthiş,,Yusuf Hayaloğlu diye dakikalarca iddia ettim :) seslendirmeyle birlikte gayet uyumlu ve başarılı olmuş bir şiir,, zira biraz çıplak kalırdı seslendirme olmasaydı..
Tarz: Yusuf Hayaloğlu (Argo bir şiir'e bu kadar mı yakışır) * Yorum: Kerem Alışığın koyu hali* kesinlikle çok benziyor, özellikle vurgular Şiir: Yalın ve ve özgün bir anlatısı var Final: Aksiyon tınılı :)
seslendirme gayet başarılı.. lakin size özgü sizi hatırlatacak çalışmalar yapmanızı öneririm..:) sevgim saygım tebriklerim günün şiirine çok değerli şairine...
Bu da ayrı bir marifet kimi isyan eder dile gelemez ya da gelmek istemez....
Ben maviş kurdelayı tek görüyorum bu da demek oluyor ki sadece maviyi mi haketti belki de evet kategori olarak bakılırsa böcek hakkı değil ama popüler mi evet o yüzden böceksiz kalması doğal.
Nazar boncuğu vermeyelim :) nazar değsin acılara sitemlere de ... bizler mutlu olalım:)
yanlış hatırlamıyorsam, site yönetiminin "günün şiiri" başlığı ile ilgili biz üyelere yaptığı açıklamalarda ;
bu başlıkla sunuma çıkarılan şiirlerin, "en iyi şiir" tespitiyle değil aksine üyelerden gelecek olan gözlem, yorum ve irdelemeler sonucu, sözkonusu şiirin hangi kıstasları kapsadığı veya kapsamadığı yönünde bir "paylaşım zemini" yaratılmaya çalışıldığını görmüştüm. dolayısıyla bu bir bakıma seçkiyi asıl yapacak olanın "okuyucu"nun ta kendisi olduğuna yönelik bir düşünceydi.
bu anlamda sayfadaki sunuma baktığımda gördüğüm tek şey ; öfke ve pişmanlık duyguları üzerinden bireysel bir sesleniş sadece ve bunun bendeki adı üzgünüm ama şiir değil, daha ziyade bir içdöküşten ibaret..
ayrıca kalemin diğer sunumlarına baktığımda “deneme” türüne daha yakın durduğunu fark ettiğimi de belirtmeliyim.
diğer taraftan profilindeki sözü neredeyse ışık tutmuş gözüküyor ki bu da ilginçtir aslında ;
“şiir ve sanat fazla söze ne gerek var.. bir damla mutluluk varsa oda gülüşlerde var ne kadarda içimiz ağlasa bile.......”
edebi olarak çok zayıf buldum şiiri ama duyguları aktarma kendini ifade edebilme konusunda başarılı sanırım günede bu şekilde düştü.... daha güzel daha şiir görmek dileği ile....
Bananeciliği eleştiren bir şiirde "bananeci" olamadım, diyorum ki bu öfke ve bu iç sıkıntısı "ulan" başlıklı bir argodan uzak anklatılabilirdi; şairde bu güç var.
Şiire yaklaşımımız değişecek sanıyorum.Farkındayım.Gün içerisinde onca şiir ekleniyor .Yürek kaleme düşüyor gölgesi şiir oluyor .
Günün şiiri dendiğinde!
Kendi içinde bir anlam bütünlüğü olmalı, İmla kurallarına uyulmalı (burada ki kasıt nokta virgül değil) Şair dilin yapısını korumalı Elbette halk dilinde seslendirilebilir ancak yazılamaz yazılırsa adı ne olur ?
"bana aşk diyolar sevgi diyolar ne aşkı ulan ne aşkı
bana aşk diyorlar ,sevgi diyorlar ne aşkı ulan ne aşkı
gerçek ve deha ayrı şeylerdir.burada gerçek şudur; bu bir şiir değildir.uzun soluklu bir öfke nöbetidir.dehası ne midir?yarattığı etki kimilerince, şiir olarak adlandırılmıştır.
imlâ kurallarının hiçe sayıldığı bu şiirsel eylemi beğendiğimi söyleyebilmem imkansız. Yusuf Hayaloğlu yorumuna benzeten tüm yorumcuları, bir kez daha Hayaloğlu dinlemeye davet ediyorum. Şiiri bir bütün olarak ele alamayanlar, seslendirme yönünden iyi diyerek sanat katliamına ortak olmasınlar.lütfen.
bir de bu'' yazıklarrrrrrrr '' nedir allahaşkına.bu şiirsel eylemi güne getirmekte emeği geçen herkesi tek tek kutlamak gerek.müthiş bir buluş. birilerini memnun etmek için değil, şiiri şiir olduğu için övünüz.aksi takdirde yaptığınız şey, methiyeden başka bir işe yaramaz ki; hak etmiyorsa zaten saf şiirin canına okumuş olursunuz.
şairin şiiri yazarken aklında güne gelmek olduğunu zannetmiyorum O kendi içindeki isyanı...öfkeyi zaptedemeyip -ve elbetteki çok haklı da olarak- bazı unutmaya çabaladığımız yamalı gerçekleri göz önüne çıkarmış...belki bildiğimiz şeyleri en azından bir kere daha haykırmış...şiiri okuyunca acısnı , öfkesini, isyanını, çğlığını tanıdım...çok tanıdım... güne gelmeyi hakediyor yada etmiyor diye bakmadım bu şiire şair rahatladı mı bir nebze içindekileri gözlerimizin önüne tekrar koyunca bunu önemsedim doğrusu...
(ayakkabımı çalan hırsız geri getir ayakkabımı :-)) ) şiirini günde gördükten sonra hiçbir şiire şaşırmam :-))
şair yolun açık olsun ve tabiki sabrın... tebrikler
bu şiiri dinleyip dinleyip vuracaksın şişenin dibine, ne iyi giderdi meze gibi... Şiire iyi diyemiyeceğim ama yorum harika, Yusuf hayaloğlunu hatırlattı, bir de turist Ömer filmlerini....
Yeşilçam soslu düzmece dekorları aşk sanmaktan mütevellid öfke ile aşkı övmek bir yana ona sövmeyi bile başaramamak... Televizyonlarda, kirli sakalları, alkol vurmuş sesleriyle bayağı sözleri kendine has bir edayla okuyup sanat yaptığını sanan zavallı taifenin raconuna uygun düşmüş.
Şairi tebrik ederim, bir tek şey için: Müthiş bir birlik var Şiirinde.
Açık konuşmak gerekirse şiiri beğenmedim. Edebi eserlerin beğeni durumu görecelidir tabii. Bu yüzden kendime ait çok beğendiğim bir şiirin de eleştirilmesini, beğenilmediğinin ifade edilmesini hoş karşılarım.
Şiiri neden beğenmedime gelince: Öncelikle kullanılan üslup, şiirde kullanılan "argo" ifadeler, şiirde kulağı okşayan herhangi bir ses olmayışı benim böyle düşünmeme neden oldu. Burası akademik bir platform değil, durumu çok abartmamalı; ancak yazım yanlışlarının hat safhada olduğu böyle bir şiirin günün şiirine seçilmiş olmasını manidar buldum.
Yine de emeğinize sağlık diyeceğim tabii ki. Ortada bir emek varsa her şeye rağmen saygı duyulmalı. Sevgiyle
ya kusura bakmayın da benim içime işlemedi bu şiir, tamam dikkate alınması gerekli yerler,mesajlar var şüphesiz fakat şiirsellik adına yetersiz buldum,onca şiir arasında bu şiirin mavi kurdelaya lâyık görülmesi beni doğrusu biraz şaşırttı desem belki bana kızarsınız ama kızsanız da kızmasanız da ben yüreğimdekileri demek zorundayım,ayrıca bir sürü yazım hataları gördüm şiirde, örneğin de ve da ekleri ayrı yazılmamış,bazı sözcükler de iç-içe yazılmış,klavye hatalarına sözüm yok fakat şiirde bu tür hatalar fazla olunca aklıma bunu söylemek geldi, yoksa amacım asla şairimiiz küçümsemek, dışlamak,şiirini ve şahsiyetini asla rencide etmek değildir,eğer eleştirme hakkımız varsa onun adına bu eleştiri, yıkıcı değil yapıcı anlamda,yine de şair arkadaşın emeğine ve yüreğine sağlık,şiirdeki konuları aynen onaylıyorum fakat şiiri mavi kurdela alacak boyutta ve yeterlilikte de göremediğimi ifade etmek istedim,saygımla...
oktayzerrin tarafından 8/21/2010 3:03:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
şiiriniz güzel ama,bana hitabetmiyor..farklı düşünüyorum..aşk parayla filan mukayese edilemez..ediliyorsa zaten,orada bir yanılgı var..o aşk değil başka bir şeydir..insan sevdiğine intizar ve isyan edemez..inanmak ve doğru yolda yürümektir..sonuna kadar..sonu hüsran olsa bile,karşılık beklemeden,hakkını helal eder son nefesini verirsin..bence gerçek aşk bu olsa gerek.......
Kalimera çok haklı; ama ben üşenmeden hataları söyleyeceğim. Elbette genç arkadaşımın anlayışına güvenerek buna cesaret ediyorum; yoksa biliyorum, “imla da neymiş, ne önemi varmış,” gibi cümlelerin mırıldanılacağına. Belirtmek gerek bu kadar yoğun hataları, çünkü güne gelmiş bir şiir bu!
Öncelikle, “diyolar,” a sesimi çıkarmıyorum!
…güzelim aşkıda kirlettiler/ aşkı da
…vurulduğu dünyada aşkmı/ aşk mı
yılların öyküsü bir kaç kelimedemi biter/ birkaç kelimede mi
aşk için yaşamayamı yoksa ölmeyemi değer/ yaşamaya mı yoksa ölemeye mi
gerçi ben yazsamda/ ben yazsam da
aman bahanecilik varya/ var ya
insanı satmak ucuzya/ ucuz ya
selamda almasınız vermezsinizde/ selam da almazsınız vermezsiniz de
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun/ aşkınız da sevginiz de
Bu kadar hatayı öfkeyle yazılmış olmasına bağlamaktan başka çare yok! Sanıyorum seçiciler de benim gibi düşünmüş olmalı!
Selam ile... Tebrikler!..
ÖmerNazmi tarafından 8/21/2010 2:12:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
ÖmerNazmi tarafından 8/21/2010 2:14:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hani o en sonda atılan kurşun sesleri var ya şiirin özeti gibi adeta... Şiir mükemmel ve bu zamanın yalancı aşlklarını nasılda dökmüş ortaya... Yalacı dostlukları da katmak lazım içine... Ama hepten yok da olmadı hala var satmayanlar , hala var sadık dostlar aşıklar... yüreğinize sesinize sağlık...
Yaşanması zor bir dünya da yaşıyoruz... Tek dileğimiz yaşanılası bir dünya... Unuttuk Leyla ile Mecnunları unuttuk Ferhatın deldiği dağları... Basit dillerde dolanan basit cümleler halinde yaşanıyor aşk... Akif der ya ; ah o yirminci asır yok mu diye gerçekten de sefil bir asırda yaşıyoruz... Muhteşem dile getirmişsiniz kutlarım yürekten...
şiirdeki duyguya sözüm yok..anlatma biçiminiz öfke dolu..karşımda bırı uzaya bagırıp çağırıyor gibi.. gune düşen bu şiiri hiç beğenmedim..şiir gibi gelmedi bana..
şahsınıza hıçbir sözüm yok..lütfen yanlış anlamayınız,beni..kendi görüşümdür..saygılarımla..
elbette,şiir dediğiniz ,sizin deyiminizle _canımlı,cicimlı_olacak diye bır şey demedim..duygunuza da bır laf etmedım..bana şiir gibi gelmedi,güne düşecek bir şiir gibi,hele,hiç gelmedi..alınganlık göstermeyiniz,lütfen...
düşüncelerinize saygım var...şimdi okuyup,buraya yazmasam size haksızlık etmiş olurum..yazsam kendıme diye dusundum..ve tercıhımı yaptım..
elbette,şiir dediğiniz ,sizin deyiminizle _canımlı,cicimlı_olacak diye bır şey demedim..duygunuza da bır laf etmedım..bana şiir gibi gelmedi,güne düşecek bir şiir gibi,hele,hiç gelmedi..alınganlık göstermeyiniz,lütfen...
düşüncelerinize saygım var...şimdi okuyup,buraya yazmasam size haksızlık etmiş olurum..yazsam kendıme diye dusundum..ve tercıhımı yaptım..
Yusuf Hayaloğlu da var, Sadri Alışık da var seslendirmenin tınısından yayılan ben yorumu çok çok beğendim
içerik olarak da sonuna kadar katılıyorum
...
yalnız bir çok imlâ hatası var şu an hepsini yazmak isterdim, ama öyle çok ki... ayrıca şiirsellikten öte sadece sitemlerin yayıldığı düz yazı havası var.
"çok daha iyilerine" diyerek tebrik ederim seçkiyi.
helal kardeşim sana ..şu üçgünlük hayatta aşkıda herşeyi heder ettiler öyle güzel yazmışsınki kutlarım şairimi birdaha helallllllllllll sana ..sevgilerimle
öncelıkle hg valla yazmasaydım içimde bı yara kalıcaktı bu sözler kırdıysakta mılletı affola çok bozuldu çok eskıden ah eskıden neydı .. yorumunuza ayrıca teşk saygılarımla..
öncelıkle hg valla yazmasaydım içimde bı yara kalıcaktı bu sözler kırdıysakta mılletı affola çok bozuldu çok eskıden ah eskıden neydı .. yorumunuza ayrıca teşk saygılarımla..
öncelıkle hg valla yazmasaydım içimde bı yara kalıcaktı bu sözler kırdıysakta mılletı affola çok bozuldu çok eskıden ah eskıden neydı .. yorumunuza ayrıca teşk saygılarımla..
öncelıkle hg valla yazmasaydım içimde bı yara kalıcaktı bu sözler kırdıysakta mılletı affola çok bozuldu çok eskıden ah eskıden neydı .. yorumunuza ayrıca teşk saygılarımla..
Tabiki eski değerler kalmadı, toplum için için çürüyor madde ön planda olduğu müddetçe çürümeyede devam edecektir ne sadakatli aşklar ne helal kazançlar ne de hak hukuk adalet bekleme yalan dolan ve palavrayla yürütülen bir düzen Allah sonumuzu hayra getire şiiriniz güzeldi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
el ele tutuşmakmış göz göze gelmekmiş eskidenmiş dostum onlar eskiden çok eskiden
kandırmayalım kendimizi ne o beyaz atlı prensler ne külkedisinden prensesler ...eskidendi çok eskiden... şimdi mi? şimdikiler hepsi sanal atlı ...Tebrikler şair yüreğe
hg valla eskıden dunya ne kadar guzeldı herkapıda bır dost bır komşu vardı şimdı ise kapımızı akraba bıle çalmıyo yorumunuza teşk saygılarımla..hayırlı ramazanlar
hg valla eskıden dunya ne kadar guzeldı herkapıda bır dost bır komşu vardı şimdı ise kapımızı akraba bıle çalmıyo yorumunuza teşk saygılarımla..hayırlı ramazanlar
hg değerlı yorumunuzada teşk eskıden boyle değildı ve ben bunu yazmassam çatlardım heralde içimde bı yaraydı sözler heralde saygılarımla..hayırlı ramazanlar..
hg değerlı yorumunuzada teşk eskıden boyle değildı ve ben bunu yazmassam çatlardım heralde içimde bı yaraydı sözler heralde saygılarımla..hayırlı ramazanlar..
İçimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun ! İçimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun ! İçimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun !
Yazıklar olsun şair dost kesinlikle yazıklar olsun.
Seslendirmedeki başarınızı kalben kutluyorum. Büyük beğeniyle dinledim. Gönül emeğiniz varolsun.Teşekkürler şiir için.Saygılarımla.
içimizdeki bu yozlaşmayı şiir diliyle yansıtmışsınız yüreğinize sağlık diyorum gercekten yorumda harikaydı ben severek dinledim ve birazda düşündüm gerçekten sözler düşündürücü ne yaptıkta buhale geldik be arkadaş ne yaptık bunu düşünmek gerek bence değilmi yüreginize sağlık diyorum kalemin daim olsun çok güzel bir şiir ve yorumdu saygı ve selamlarımla hayırlı ramazanlar diliyorum
beş dakkanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
işte burda haklısınız can arkadaşım ölülerini unutan çıkarı olmadan selam vermeyen beş paraya satılan bir dünyadayız maleseff tebrikler diyorum kalemin her dem daim olsun sevgi ve dua ila kal.
Tebrikler... Harika bir çalışma... Güçlü ve etkili bir anlatım... Tespitler çok yerinde... Seslendirme harika...(Bana rahmetli Yusuf Hayaloğlu'nu hatırlattı.) Kaleminize sağlık.
bana aşk diyolar sevgi diyolar ne aşkı ulan ne aşkı kahpeliğin bedava olduğu dünyada ne aşkı insanlığın ayaklar altına alındığı üç kuruşa insanlığımızın satıldığı dünyada ne aşkı
aşk dediğin bir bardak su gibi iç gitsin bir sahnenin perdesindeki sahte oyuncuları yüzlerine tükürsen arkandan gülerler yazıklar olsun be yazıklar olsun insanlığını satana
oysa bu güzelim dünyamızı kim bozdu be kim kim vurdu bizi arkamızdan kalleşçe kimler meze yaptı sofralarına aşk denilen yılların öyküsünü hepsi üç kuruşun esiri oldular güzelim aşkıda kirlettiler
el ele tutuşmakmış göz göze gelmekmiş eskidenmiş dostum onlar eskiden çok eskiden hani nerde eski komşularımız dostlarımız akrabalarımız düşene bir tekmenin vurulduğu dünyada aşkmı( pehhh)
aşk zannettiğimiz yürekteki sancıymış meğer yılların öyküsü bir kaç kelimedemi biter seviyorsan eğer aşk için yaşamayamı yoksa ölmeyemi değer ve aşk biter insanlığını unutur çeker gider ya yazıklar olsun
gerçi ben yazsamda yazmasamda böyle bu yaşam tarzı aman bananecilik varya genimizde yalanı söylemek kolay ya dilimizde insanı satmak ucuzya yazıklar olsun be sizin sevginize yazıklar olsun insanlığını satana adamız diye gezene yazıklar olsun be yazıklar olsun
beş dakkanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white....
Değerşi şairim sizi candan yürekten kutuyorum terikler efendim .
sizin seslendirmeleriniz cok yürege dokunuyor cok cok güzel gercekler hos olmasada. kendine yakistiran satar da aski satin aldim da sanir Allah bilir. yüreginize saglik
her ses yürege dokunamaz sizin ictenliginizden kaynakli saniyorum. yazmali yürekten gecenleri dertse azalir mutluluksa cogalir. hayirli ramazanlar diliyorum ben de.
her ses yürege dokunamaz sizin ictenliginizden kaynakli saniyorum. yazmali yürekten gecenleri dertse azalir mutluluksa cogalir. hayirli ramazanlar diliyorum ben de.
tşk valla baya bı zaman alıcak ama olsun dostları brakamıyorsunuz onlarda sızın dr .. oluyolar değerlı yorumunuzada teşk saygılarımla ..hayırlı ramazanlar
tşk valla baya bı zaman alıcak ama olsun dostları brakamıyorsunuz onlarda sızın dr .. oluyolar değerlı yorumunuzada teşk saygılarımla ..hayırlı ramazanlar
beş dakkanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white....
selamlar sevgili şairim,söylenecek tek kelime yok....harika bir anlatımla gerçeği haykırmışsın ...sevgilerimle....
tşk değerlı şairim bunu çok önce yazmıştım bı turlu cesaret edemedım yorumlamaya ama artık içimde yara oluşturdu dayanamadım değerlı yorumunuzada teşk saygılarımla..
tşk değerlı şairim bunu çok önce yazmıştım bı turlu cesaret edemedım yorumlamaya ama artık içimde yara oluşturdu dayanamadım değerlı yorumunuzada teşk saygılarımla..
beş dakkanızı ayırıpta görmediğiniz ölüleriniz bir dua beklerken siz adama su bile vermessiniz çıkarınız olmadığı sürece selamda almassınız vermezsinizde anayı babayı unutana içimizdeki insan olamayan insanlık sevgisine yazıklar olsun
alın aşkınızda sevginizde sizin olsun üç kuruşa sattınız ya insanlığınızı yazıklarrrrrrrr olsunnnnnn.................blue_white....
Çok düşündürdü şiiriniz çokkkkk....kutlarım... ne kadar da doğruydu yazdıklarınız,arada masum aşklar olsa da... İnsanlık kayboldu gibi....bazıları tutsada elinde ,her şey yozlaştı, korkunç bir hal aldı....çok haklısınız insanlığa ne oldu böyle,selamlar esenlikler....
ah be dostum ah be can dostum ne guzel bir siir heleki finali kopardin beni inan koptum harika bir yorumun var ve ben seni dinlerken hic yorulmuyor aksine siirin ara sokaklarina dalip kayboluyorum hani arasira sessizligim oluyorya iste bu nedenledir
ah be şairim naptın sen yahu birden umutsuzluğa kapıldım ama okadar doğru haykırışki sizinki bazen bende sizin gibi yazdıkca yazasım gelir ama hep gem vururm birileri kırılır alınır diyee uff içimdekileri söylemiş benim şairim helal sana arkadaşım sevgilerimi bıraktım sayfana...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.