…………………………………………………..
Karşılaştıklarında
Hiç de dostça davranmıyorlardı
Yerli kabilelerin huzurları bozulmuştu
……………………………………………………
İngitere ve Avrupa ülkelerinden
Sömürgeci Ülkelerin insanları
Avusturalya kıt’asına geldiler
Beraberinde hayvanlarını da getirdiler
Bu sebeple nehir kıyısındaki
Vermli arazilere yerleşiyorlar
Ve çiftlikler kuruyorlardı
Karşılarında eğitimli güçlü düzenli
Savaş birlikleri yoktu
Esmer tenli yerli halk vardı

Bu yerli halk Avrupa insanı gibi
Eğitimli ve bilgili değildi
Hatta Vatan bilinci bile olmayan
Kabileler,küçük topluluklar olarak
Yaşayan insanlardı
Bu yerli kabilelere gelen Avrupalılar
Aborjini dediler
Doymayan,aç gözlü Avrupalılar
Kabilelerin yaşam alanlarını daraltıp
Onları bulundukları yerlerden
Daha içlere sürmeye çalışıyorlardı

Bin sekizyüz otuzlu yıllardan
Bin dokuzyüz otuzlu yıllara kadar
Tam bir asır boyunca
Katliamlar yaptılar
İşte medeni Avrupa’nın medeni insanları
Fremantle,katliamı Batı Avustralya (1830):
Convincing Ground katliamı (1833-34) :
Waterloo Creek katliamı (1838)
Coniston katliamı (1928) :
İşte tarihe kara leke olarak geçen
Bin sekiz yüz otuz sekiz yılları idi
Alkina’nın “Moorundie” kabilesi ile
“Goodwarra”kabilesi de tehlikedeydi
Her geçen gün alan daralıyordu

Her iki kabile de olanları duymuştu
Ama çaresizdiler
Onların güçlü silahlarına karşı
İlkel silahlarla ne kadar karşı koyabilirlerdi
Bir taraftan bu sorunlar
Devam ederken
Akina ve Warra’nın da evlenme
Törenlerinin günü gelmişti
(Devam edecek)

Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz


)(-)(-)(-MURRAY NEHRİ VE ALKİNA-(-10-)(-)(-)(

Bak kara bulutlar sardı kıtayı
Çığlık seslerinde kayboldu zaman
Kararttı üstümde güneşi, ayı
Bizim aşıkların hali çok yaman

Kendileri hayvanları dert oldu
Sömürenin saldırısı sert oldu
Binlerce yerli de hunharca öldü
İstalacı güçler vermedi aman

Beyaz adam geldi sürekli vurdu
Getirdiği hastalıklar da kırdı
Ölenin sayısı binlere vardı
Onbinleri ise geçmişti cem’an

Çölden gelen adam dediler ona
Hiç şansı olmadı sevgiden yana
Ne yapsın çaresiz Wara, Alkina
Örtmüştü tarihi kara bir duman

Murray nehri kıvrım kıvrım kıvrılır
Aborjninler çöle doğru savrulur
Koca Dünya başlarına devrilir
Hepsinin hayatı ayrı bir roman

Vadide kalmadı mutluluk huzur
Beyaz adam geldi oldu bir muzur
Bu güzel vadide bela hep hazır
Kalmamış bir vicdan nede bir iman

Lüzumsuz bu vahşet insandan yine
Yapılan bu zulüm sığarmı dine
Kahrolur Aborjin bakıp da düne
Dinlermi sömüren olsa da ferman

Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz