sanki işinin ehli usta bir ressam eline almış fırçasını ve tualine yerleştiriyor istediği renkleri ..

zamansız zamanların, zaman aralığında ödünç alınmış lacivert bir gökyüzünü keybetmenin hüznü demleniyor sabah kahvaltısında içilemek için. ..

"şimdi ne yapmalı, nasıl bulmalı yeniden?" der gibi hayıflanıyor günün güLünün aydınlanmaya başladığı bir deminde..
..........
..........

naftalin kokulu sevdam
bana bakıyor

gözlerin
çekilmiş nehirler kuruluğu

sözlerin
acısı ateşle kavrulmuş yanık kokulu

ve

gökyüzü yağıyor üstüme işte
senden ne varsa bedenimde
...........
..........

yine sevda serpiştirmiş fonda ayrılığa eğerli lirik bir şarkının eşlik ettiği,
birazcık daha demlenmesi için beklemeye sabrının olmadığı limoni sohbetler artığında
sarı güllerin ayrılık kokan buruk gülümseyişleriyle özlenen
geri gelmez bir kayboluşun aranmazlığına ferman eyliyor
olmayan gitarına eşlik ettiği akordu bozuk sazının tellerine dokundukça
sarı rengin gül tanesi arasında saklı bir diken batmış onikinin onkisine
çıkarmak ne mümkün
acısına dünden razı gibi
gönüllü sürgün yüreği
zindan derinliği hücresinde yalnızlığın
zindanda da öyle değil midir
vakit hangi vaktitir bilinmez
son bakışın bıraktığı iz kalır bellekte
silinmez..
silinmez..
ah o ne derin bir acıdır
tadılmadıkça bilinmez
bilinmez
.........................

tebriğe ne hacet
şairim devam et

:):):):):):):):





CEntilmenCE tarafından 8/5/2010 6:25:31 PM zamanında düzenlenmiştir.