1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1081
Okunma
Yıllardan sonra bir gün
Hiç ummadığın bir anda
Belki bir postacı gelir kapına
Elinde beni anlatan bir mektup
Ve yanında,
üzerine kokumun sindiği kırmızı bir gül
Okuyup da beni hatırlayasın ve hiç unutmayasın diye...
Temmuzun ortasında bir yaz günü ,
Sıcaktan kavrulurken ortalık
Giyeriz üstümüze mayolarımızı
İneriz tenha bir sahile
Tutuşuruz el ele
Gezeriz,
birikmiş nemli kum tanecikleri üzerinde.
Soğuk bir kış gecesi ,
Zifiri karanlıkken dört bir yan
Başını semaya kaldır ve adımı an
İki elim kan da olsa gelirim yanına
Üşüdüysen eğer,
paltomu giydiririm omuzlarına.
Sokak lambalarının yandığı,
aydınlık gecelerde
Yürürüz bembeyaz karlar üstünde
Kar sesleri kalp sesine karışır,
Böyle güzelliğe böyle sevdalar yaraşır.
Rüzgarlı bir sonbahar günü
Elimizde tavşan kanı demli çayımızla birlikte
Otururken pencere kenarında
Aniden bir yağmur başlarsa dışarı da
Alıp şemsiyelerimizi elimize
Çıkarız sokaklara
Sonra atıp şemsiyelerimizi bir kenara
Sicim gibi yağan yağmur altında
Çocuklar gibi koşar,
Sırılsıklam ıslanırız.
Sen merak etme ben okşarım alnını
Güneşte kuruturum,
Yağmurda ıslanan saçlarını.
Yazdan kalma bir ilkbahar günü
Güneş gülümserse yüzümüze,
Tutarım ellerinden
Çıkarız kırlara
Koşarız ağaçlar arasında.
Ben sallarım seni,
Hamaktan salıncaklarda
Bir gün;
Otururken şöminenin başında
Başını omzuma koy,
Uzan boylu boyunca.
Ben birer buse kondururum,
Alnından dudağına
İşte böyle
İyi kötü
acı tatlı
karda kışta
dört mevsim yaşar,
Dört mevsim severim seni.
Gel desem gelir misin ?
vedat palut
ocak 2009
5.0
100% (1)