5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1055
Okunma
Karşıyaka’dan Pasaport’a gelen bir vapurdun sen.
ve ben bilmiyordum bu mevsimde hangi yöne
bir imdat çığlığı gibi eser bu rüzgar!
Orada bir iskemlede
bir gevrek biraz peynirle
bir bayram çocuğuydum ben,
hemen yanımda dişsiz bir ihtiyar
kocaman balıklar tutuyordu
gülümsüyordum ben.
(balıklar denize düşen yıldızlar mıydı!)
Bir dünyaydı yanaşan iskeleye o saat
o saat benim için incecik bir fidan
o saat belki de Musa asasını denize vurmuştu
ki yüzümü yüzüne sürünce
deniz boğuldu gözlerinde!
Alsancak’ta illegal bir sevişmeydi
o 3-4 saat...
ki o sevişme
dünyayı yangından kurtaran bir su damlası!
(biz yanmaya devam! mı?)
Sonra...
bıraktım seni karşıya -bıraktığımı bilmeden ruhumu-
ah o karşı!
neden bir gömleğin iki yakası gibi yakın
ve neden uzak bir başka ülke gibi!
(bilseydim sana son kez sarıldığımı
ben o iki yakayı bir araya getirip
boğmaz mıydım o kenti kendi tükürüğüyle!)
Bilmeliydim,
dönerken
o martılar
ah o martılar!
benim bilmediğimi
biliyorlardı
yarışırken rüzgarla.
Sonra...
ki sonrası kıyametti!
Ben bir lodos acemisi
iskelede bir başıma
sen bir yangın kaçağı
Karşıyaka’da!
Bilseydim
ben Alsancak’ta, kıpkırmızı yağmurluğumla,
bir kan gibi damlayıp denize
boğulmaz mıydım gözlerinde!
bilseydim
ah o martılar gibi daha en başından!
bilseydim
yine de...
yine de...
NEŞE ÇINAR
5.0
100% (2)