15
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2794
Okunma

BİN OLUK
Obur Bin oluk, Tahtalı’da yaşardı,
Ayakları cüssesini taşımazdı,
Hatunu beğenmeyip hemen boşadı,
Naçar olunca şaştı, kaldı, Bin OLUK.
Ayak teki Hacılar ardında kaldı
Öbür ayağına köye haber saldı,
Başın soguk muğar suyuna daldırdı.
Kana, kana içti, doymadı, Bin OLUK.
Gece can hıraş çalışır, gündüz yatar,
İşinde becerikli, Türk fiat motor.
Köylünün ekinini kendisi biçer,
Fakir, fukaraya kıymadı, Bin OLUK.
Yunt Dağına merkeple oduna gider,
Bir eliyle ağaçları ziyan eder,
Öbür elle ceylanı ekmeğe dürer,
On bin lokma yedi, doymadı, Bin OLUK.
Taşeli kazan, Yunt Dağı bulgur olsa,
Kazana Göksu sıvı yağ olup aksa,
Köknar ağacından tahta kepçe bulsa,
Dokuz gün yese de, doymazdı, Bin OLUK.
Pilav kazanını altı günde oydu,
İçi oyulan pilav, üstüne kaydı,
Bulgurun taneleri havasız koydu,
Sevinçten zil takıp oynadı, Bin OLUK.
Seven yarenleri hayalini sorar,
Yunt dağından Taşeli’ne dostça bakar,
Meramını diyecek bir dostu arar,
Candan seven yaren bulmadı, Bin OLUK.
Başına gelen altın gibi kalbinden,
İyilik görmedi, yüzüne gülenden,
Anlamaz riyakarca şeytan işinden,
Öldüğüne acıyamadı, Bin OLUK.
23- ARALIK - 2009
SÜLEYMAN YILDIZ / LEMOS 5303
5.0
100% (12)