SOĞUK AYRILIK

Yine bir şubat sabahındayım
ve Yine bir şubat soğundayım
Buğulanmış penceremden,kaçıp giden zalimi:
ayrılığımı seyrediyorum.

Kalbimde ince bir sızı,giden bir kalp hırsızı
Doğmayacak güneşim,firarlarda kalbimin yıldızı
Üşüyorum,başka hangi ten ısıtır bu adamı.

Hesaplar yarına kalsın,istemem artık o yalancıyı
Dokunmayın,artık olmayan umutlarıma,
Çığlıklarına dayanamaz,bitirir vurur beni sonsuza
Gül dikilmez artık gönül limanıma,kurur kalmaz yarına
İçimden çıkan ihtilallere kulak asamam,götürür beni serseri sevdama
Hala güneşim doğmayacak diye çok korkuyorum
Giden gitti,alışmak çok zor,nasıl dayanırım bu son ayrılığa

Odamdan akşamdan kalan mendili
Kahreder beni gördükçe hayalini
Bak son şarkımız çalıyor,silemem gözümden akan incileri

Bana ondan kalan tek hediye, sokaklarımdaki ayak izleri,
Ne olur yağmur yağmasın, silmesin o güzellikleri.
Daha dünden kalan sevinçleri,gülüşleri,
Öylesine yankılanıyor kahkası ve sesi
Ayrılık yoktu bu kitapta,kabullenemem bu acı gidişini




Kalbimde acın.gözlerimde hayalin,nereye gidersin
söyle ey zalim yar,
Aşkın lanet,kendin bir fetanet,bende bırakıp gittin büyük bir zarar
Bendeki benliği aldın,bilemem bumuydu bana bıraktığın kar
Bu soğuk rüzgar çok sürecek,üstüme hep yağacak sisli bir kar
unutma ey giden sevgili
Çok uzun sürmez görürsün az zaman sonra,
Musalla taşına yazılmış,ismi SERDAR,

SERDAR CAMİYE