Günler geçip giderken,
Rüzgarlarda yüzen beyaz martıların,
Kıyameti çağrıştıran çığlığında…
Geçmiş zaman yaşanır yeniden,
Enginlere yelken açan balıkçının ıslığında!
Seni arar gözlerim,
Fırtınaya tutulan düşlerimin derinliklerinde,
Ne martıların çığlıkları,
Ne balıkçının ıslığı iz bırakır,
Geçip giden günlerin her hangi bir anında…

Sular,
Dağların yamaçlarından çağlarken özgür,
Hırçınlığı dinerken ovalarda,
Üzgün,
Denizlerde tutsaktır.
Ölüm uykusundayken zaman,
Dingin sularında denizin…

Mavi şimşekler çakar,
Gökyüzünde yarışan bulutlarda…
Ürpertiyle uyanır ansızın,
İsyan eder yaşamın gerçeklerine.
Uçurum olur önünde,
Denizin azgın dalgaları…
Girdabında yutar yaşanılan zamanı,
Ve iz bırakan anıları…

Fırtınalar dindiğinde,
Ne martılardan bir iz kalır geriye,
Ne de kıyameti çağrıştıran çığlıklarından…
Balıkçı döner,
Geçmiş zamanı anımsatan ıslığı dudağında,
Umudu anlatır,
Yeni doğan günle birlikte,
Fırtına sonrasına…