9
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1378
Okunma

Olgun başakların hasatıydı
Bir söylence söner,
Yol döşenirdi gönence
Saniyelerde asırlık zincirler çözülür
Bilinç özgür kılınrdı
Dem vaktiydi
Dallanırdı,ballanırdı,allanırdı soycul bir imece...
Ben.bozkırın atardamarıydım
Gökçe türküler biriktirirdim
Uzun yürüyüşlerde
Kucaklardım
Oluşları,kılışları…tüm edimleri
Uzaklara, en ötelere uçururdum
Ak düşüncelerle,devingenleşerek
Evrimleri biriktir ve korurdum özgürce…
Zaman, o büyük akış
Kesintisiz,süreğen nefes
Bu senin yanılgın
Bu senin yazgın
En cilalınmış zifoslardan birikerek
Özüne sinen yalnızlığın…
Ayırdında mısın şimdi?
Kar tanelerini toplayan
Başkentleri boşaltmak
Utkuları boğmak için
Geriye gerinerek ilerleyen
Biri var şimdi sessizce…
Köhne bir dağın doruklarına
Konan ilk tüydür kar
Tansılaşarak toparlanır akar da akar
İvecendir...
Agnostik bir davet
Kaleler yıkmak için
Gönüldeş toplar
Eylemci kılmaya,mağrur ve yüzsüzce...
İşte o kıpı
Yolculuk vaktidir
Bir büyük beyza toparlaktır
Agresiftir,iz sürer
Pusattır,geri teper
Bir sırnaşık bırakıt
Önce donar,sonra şimşek gibi çakar sessizce...
Evet,ayırdındayım
Hiçbir bilinç vargılamaz
Nitel sonlanmayı
Birden dokuza kadar
Bütün kombinasyonlarla
Toparlanarak
’’Üstüme görev değil! ’’ der de
Bakar da bakar
ödünlüce/ödünsüzce
Güncelere yazılan
Örselenmiş tüm bellekler
Bir yar/a kayar
Derken
Şahikaların göz bebeğinden
Doğan bir engerek
Salkım saçak bulutların gölgesi vuran
Bütün denizlerini yakar kimliksizce...
Susma vaktin
Kara bir çağa vurgun mudur eyy deli gönül
Sol yanında bir yürek
Neden kanar da kanar
Terk etme sevdalarını,diren
Göreceksin
Filizlenecektir yine sevdaların
Sular geriye dönünce…
Necdet Arslan
5.0
100% (7)