Rezil rüsva ettin aşka inanca
O tuttuğun kuran-i kerim çeksin hesaba
Zebaniler sarsın dört tarafın o güzel gözün
Merhem olsun bir kelamım bir sözüm
Benden helallik almadan ölmesin ruhun
Yine de sana zülfü yare
Cehennem ateşi bana düştü

O bir zamanlar can-i sevdiğim
Siperim yoldaşım aşk taşım dediğin
Haykırırdın haylaz çocuk gibi
Sığdıramazdın kerameti mi yere göğe
Gülen gözlerimin derin ışığı derdin
Çıkar bunların acısı birgün aheste aheste
Gün gelir takılır ayağın düz yol üste
İçim cız etti ahhhhh
Bilirsin dayanamam sızlayan yare
Sana vefasızlık hiç gelse de
Gönül yarama Ecza sürmek bana düştü


Nasıl dilin vardı söylemeye
Bu gece sözüm nişanım var diye
Buraya kadarmış kara gözlüm metin ol diye
İçim yangın yeri
Çiyanlar deldi de geçti
Akbabalar yesin senden sonra kalan leşimi
Başkenti yağmalanan bedene döndüm
Lal oldu bülbül gibi şakıyan dilim kalemim
Sana Nerminli vuslat
Hıçkıra hıçkıra susmak bana düştü


Boğazıma bir yumruk gibi dayanır şimdi
Kader mi hayal mı anlamam şimdi
Ucu yanmış mektuplar yazsam diner mi sızı
Sesim çıkmaz oldu fakir fukarayım şimdi
Sana Halimeler Ayşeler Nimetler nevbahar
Mart ayazı gibi puslu günler bana düştü

Elbette yakmıştım el oğlunun canını
Burnum büyüktü benim sürdüm aşkların sefasını
Şimdi çekerim bilmem kaç misli cefasını
Gönülden gönüle yol olan yüreğim bana küstü
Senin sözde delikanlı gönlün seyrül sefa
Gönül kaşığıma ayrılık
Acılar anılar pişmanlıklar payıma düştü

Şimdi okunsun üstüme Ezanlar
Sabah avazı çıktığı kadar çağırsın çil horoz
Söyle türkümüzü gelecek sonbaharda.
Nasıl ki az evvel boğum boğum oldu yüreğin
Yine sızlayacaktır gözlerim gözlerinden sual edince
Bayramın olur tez haberim gelince
Üzerime kapanıp ağlarsın o zaman
Bir fatiha okumak sana düştü





" Dilerim MUTLU yaşa ama BEN görmeyeyim.."