..kesik kesik öksüren bir veremlinin mendilinde ki kırmızılığı düşündünüz mü? peki vereme yakalanmış bir topluluktan dışladınız mı kendinizi hiç? anlamsız buldukları oldumu söylediklerinizi, "ne yapıyor bu deli" dediler mi kedilere süt verirken, güvercinleri yemlerken.. bir kırlangıç yavrusunu ellerinizle beslerken gördüklerinde sizi üzerinize güldüklerinde, koca bir kalabalığa karşı sizde güldünüz mü? şehrin delileri ile sohbet ediyor musunuz? Yanlış anlaşılmaya alıştınız mı? Ve yeryüzünün halifesi olan insanların, topluma uyarıcı görevinin var olduğunu hatırladınız mı?
"Bırak bu işleri" demediler mi hiç size de? İnsan olmak ya da zengin olmak diye iki şık sunulmadı mı? Bir kalabalığın üzerinize geldiğini görmediniz mi? İçinden geçip kalabalığın aslında yapayalnız olduğunuzu hissederken bir deliyle gözgöze gelmediniz mi?
Babil Kulesi kıssasını bilirsiniz muhakkak, yetmiş ikinci katında 72 dilin doğduğu yeri, insanların birbirlerini anlamaz oldukları binayı.. Nuh’un oğullarını..
yazmışız işte bir zaman..

Uddet: Gelecek zamanın hadiseleri için, darlığa düşmemek için mal, silah gibi şeylerle hazırlık. Gençlerin yüzünde çıkan ergenlik sivilcesi.
Umyan: A’mâlar, körler.
Zemmar: Düdük çalan.
Cebbar: Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.