12
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
995
Okunma
Hayata çırak durdum, zamânın dergâhında.
Şefkatin çeşmesinde, nasîbi hazla sordum.
Benliğimi doyurdum, ninniler segâhında;
Varlığın perdesinde, nefsimi sazla yordum
Hayata çırak durdum, zamânın dergâhında.
Kayıtsızdım dünyaya, öykünmedim kimseye.
Duyularım şahmerdân varsa da aşk yoksa da;
İnip çıktım ömrüme, gönlüm aktı şemseye!
Biçimlendi hissiyât; can kabından aksa da
Kayıtsızdım dünyaya, öykünmedim kimseye.
Zamân; uçsuz bucaksız, anlaşılmaz kördüğüm.
İzâhına yetmiyor, gelmiş gelecek târih!
Soğur doğur döngüsü, ömürler güğüm güğüm
Teknesinde yoğrulur âdem pazarda sarîh
Zamân; uçsuz bucaksız, anlaşılmaz kördüğüm.
Gördüm ki iç dünyama, milyon yıllık bu yolda;
Tükenen zaman değil, özünden tüten varlık!
Yandım, yaktım, yakıldım! Hislerim hazır olda;
Kaç bâdireden geçtim, ardım sıra mezarlık
Gördüm ki iç dünyama, milyon yıllık bu yolda.
Ben ki Hakk’a sevdalı, o Cânân’a susamış;
Susadıkça canımdan, maddiyatımdan geçtim.
Ustam mâhir, ustam tok! Dirliğini otamış;
Güngörmüş gözlerinde, kendime bir yol seçtim.
Ben ki Hakk’a sevdalı, O Cânâna susamış.
Ey hayat! Kârım olsun kuşattığın beyaz şet.
Ocağında külüm var, ishânendeyse isim;
İster külümü savur, ister isimle lans’et!
Bakiyem sende kalsın, zerre olmaz yeisim
Ey hayat! Kârım olsun kuşattığın beyaz şet.
23.07.2009 10.30
14.01.2010 09.58
Salih ERDEM /AYDIN
5.0
100% (10)