2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1168
Okunma
Geceler düşman, geceler felaketim…
Doğan günle soğuyan yaralarım sızlıyor,
Karanlığın en keskin anında.
Gözlerimde biriken ıslak sancılar
Gururumun duvarlarında kuruyup içerime sızarken,
Dışım kuru gülüşlerle sakınıyor
Her bir zerresini senli kahırlardan…
Sitemler ekiyorum fikrimde dolaşıp duran çehrene.
İntizara kıyımsız dilim susuşuyor,
Adın düşünce göz önüme…
Sen benim umudum, sevincim,
Sen benim evrenim, nefesim!
Senmisin verdiğin her şeyi bir kelamla alıp giden?
Senmisin yüreğimin orta yerine
Dikiş tutmayan açık yaralar bırakan?
Elimden tutup kaldırdığın düşmelerdeyim ben yine.
Uzanacak bir parmak ucuna
Varlığımı sunacak kadar ağır yaralı her bir yanım.
Bulup gün ışığını gösterdiğin
Karanlıklardayım ben yine,
Başım ellerimin arasında dik durmaya didinirken
Çocuk yüreğim korkuyor karanlıklardan.
Ufacık bir ışıkla gelene sığınacak kadar çaresiz varlığım.
Avucunun içindeyken kırıp döktüğün
Bu ellerimi yeniden tutmayı dilediğin?
Sana çıkan yolları hevesle aşarken,
Çıkmaz sokaklara ittiğin bu adımlarmı beklediğin?
Sağ yanım kayıtsız yokluğuna,
Sol yanım ziyan, sol yanım enkaz!
Seviyorum diyen dilin
Çare olurmu içimde devrilen onca umuda?
Geceler hasret, geceler keşkelerim.
Senden arda kalanım direnebilecek mi?
Sana çok benzeyen el yabancı yanılgılara…
Yanılgım, yanlışım, sevdiğim, sevilmediğim,
Sevil sevilebildiğince benden arda kalanınla!
5.0
100% (3)