22
Yorum
1
Beğeni
4,9
Puan
1899
Okunma

ne çabuk kuruttun
ne çabuk
tenindeki terimi
alnındaki mührümü
ne çabuk unuttun
sevda türkülerimizi
şarabın kırmızısın da
baktığın mutluluk fallarımızı
ne çabuk unuttun
ne çabuk
kaçıncı mecnundum
çölleri aşan
dağları deviren
kaçıncı ferhat
imleri kullandığın kaçıncı gündür
tarihin kahpe anlarında
nesli kurumuş varlıklara verdiğin
giderken tahta sanduka da bir gün
kalırsam elim dokunacak
anlayacaksın
anlayacaksın o zaman
imlerin benim di
benim
bahar dalı gibi dokunacak ellerim
im dediklerin batacak tenine
gül dikeni misali
görüyorum, duyuyorum ki
bahar dallarına konan güneşin buseleri yerine,
pencerenin camına vuruyor karabulutun soğuk dolu/su
farkında değilsin,
önce cama vurur dolu
ardından yüreğe
ve dolu vurduğu yeri karartır
karar
karar be
penceren açılmayacaksa bana
şimdi sırtıma geçirdim
kıskançlık elbisemi
’’ben güzele güzel demem
güzel benim olmayınca’’
türküsü dilimde
vurunca başımı
gül ağacı dalına
anladım
anladım ki
yolum düşmez
ucuz sevdalara
8 haziran 2010/nilkurt
5.0
94% (15)
4.0
6% (1)