2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1670
Okunma
"Hasbihâl"
Büyük evlâdıma - I
Oğlum.
Evladım,
Sağ gözüm.
Mehmet’im Sina’m…
Sana yazıyorum bu satırları.
Delikanlılığa adım attığın bugünlerinde,
Birkaç kelâm edeyim istedim sana.
Aslında yüz yüze konuşmak isterdim bunların hepsini
Ama biliyorsun benim işlerin düzeni, zamanı yok
Sende yoğunsun liseye başlayalı beri…
Hâsılı uzun uzun oturup
Konuşacak zamanı bulamadık seninle…
Ben içimdekileri dökeyim
Aklımdakileri söyleyeyim de
Sen ister kız, ister sevin. Bilemem.
Sana diyeceklerimi Ahmet Sadi anlayamaz daha,
Büyüyünce de sen anlatırsın kardeşine.
Güzel evlâdım,
Doğduğun günü hatırlıyorum.
Annen sancılandığında işteydim,
Stüdyoda almıştım haberi.
Osman enişte ile Fatma teyze götürmüş sizi hastaneye
Peşinizden geldim, bütün gece sürdü ağrıları annenin
Tam on yedi saat sonra, sen gözünü açtığında
Bambaşka bir hayata merhaba dedik bizde.
Ben baba olmuştum, eşim anne…
Ne heyecanlıydı, hemşire seni
Odaya getirip de kucağımıza verince
Ağzımız kulaklarımızda, senden beter şaşkındık.
Fotoğrafını çektim hemen,
Dikmiş gözlerini tuhaf bakıyordun.
Elimi ilk tutuşun, gözüme ilk bakışın
Çıkmadı hiç aklımdan, çıkmazda…
Annenden sonra da ben seni kucakladım
Kara gözlerin, kara saçların,
Başımı döndüren kokun ve
İpek tenin, nasılda güzeldin.
Ne çok dua ettim Allah’a…
Büyüdün sen bizle beraber, bize öğreterek,
Sana öğrettiklerimizden daha fazlasını hem de.
Sonra zaman geçti,
Abi oldun, iyi bir abiydin.
Öylesin hâlâ da, sağol…
Annende, bende hayrandık sana.
Kardeşinle beraber melekler gibiydiniz.
Daha mutluyduk sayenizde…
Ben babamı kaybettim o ara.
Deden erken göçtü dünyadan,
Pek şaşkın kaldım, yalnız gibi koca bir adada.
Bursa’ya gittim cenaze için,
Uzunca zamanda dönemedim sonra.
Seni de, kardeşini de, anneni de
İhmâl ettim, pişmanın hâlâ, çok hem de.
İlk şiirini o zaman yazmıştın bana…
“Babam gelmiş işte,
Hemen kollarına atladım
Çok sevindik kardeşim ve ben
Babamı çok özledim…”
Saatlerce ağlamıştım
Utanmıştım
Pişmandım…
Okula başladın sen çok geçmeden
Folklor oynadın sonra, güzeldin.
Türküler öğrendin, sahneye çıktın
Yine çok, çok güzeldin.
Zaman nasılda geçmiş
Şimdi lisede öğrencisin
Boyun geçti anneni
Ayakların benden büyük.
Sen vicdanlı bir çocuksun, insaflısın,
Zevk sahibisin ve akıllısın
Seviliyorsun her yerde, ne mutlu
Gurur duyuyorum seninle.
Tek ricâmdır senden ve tek tavsiyem.
Ne olursan ol, önemli değil
Karnın doyar bir şekilde
Ama onursuz olma, korkak, hain asla
Câhil kalma, yobaz asla
Kötü insan olma,
İnan zor değil iyi olmak
İyi kalmak zor değil.
Başka ne diyeyim bilemedim.
Seni çok sevdiğimi bil,
Ve her zaman seveceğimi de…
Son olarak,
Annenin üzerindeki emeği çoktur
Ne yaparsan yap hakkını ödeyemezsin.
Saygısızlık etme yeter ona,
Ben hakkımı helâl ederim zaten…
17.30 – 6 Haziran 2010
İstanbul