23
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1332
Okunma

Bu akşam bu akşam alır da beni
Götürür kimsesiz yalnızlığıma
Eskide kaybolur beliren yeni
Nazâr gönderirken cansızlığıma
Bu akşam bu akşam yaralı kuğu
Çırpınır beynimin avuçlarında
Kıvrık dudaklara sürülen ağu
Hayâlimi astı sorguçlarında
Bu akşam bu akşam gâm dolu kuyu
İçinde çıldıran ümit ağacım
Çekildi gözlerin kuruyan suyu
Bu yüzden dinmiyor yaralı acım
Bu akşam bu akşam sabahtan emir
Bilinmez diyara çağıran hancı
Balyozun altında inleyen demir
Bülbül’ün figânı gülün utancı
Bu akşam bu akşam çile kırmızı
Ateşte yürüyor gölgemin rengi
Elekten geçmiyor hasretin hızı
Ve yalnız benimle bitmeyen cengi
Bu akşam bu akşam aynalı beşik
Kırıldı bakarken şakaklarımda
Azatsız azadım perçinli eşik
Ruhumu kahreden şafaklarımda
Bu akşam bu akşam bir devr-i hazân
Sanki bi- vefanın süzülen teri
Kül rengi buluta yaslanan ozan
Makberî adında vuslatsız çeri
____________Makberî ……05/06/2010……21:20…iST