6
Yorum
0
Beğeni
4,8
Puan
1860
Okunma

Hasretin koynunda solmaktayız sahipsiz ve öksüz
Başlarken ömür yolunda sarı ve yorgun bir güz
Belki geçmişin tahakkuku belki de alın yazı
Başladı yardan yana gönülde bir ince sızı
Kader bıraktı ya bizi böyle yetim ve garip
İsyan etme diyor Tanrı, olma sakın muzdarip
Güneşin battığı yerden doğduğu görülmemiştir hiç
Güneşi göremezsin geceyi kalbinde etmeyince linç
Aşk öyle bir bağlanış ki ölümden de marazi
Yaşamak aşkı yani rüyalarda farazi
İşte yine odamda o şuh bahtiyar kahkaha
Dönüşüyor gönlümde acılar bir meddaha
Cennetin mührüydü gülden elbiselerin
Hükmediyor tenime ateşten buselerin
Sonra gece sızıyor ruhuma bin bir naz ve cilveyle
Zaman bir fal açıyor şeytani bir telveyle
Sabah ne kadar uzak, gerçek ne kadar yakın
Bu akşam böyle öldüm yakın mumları yakın
Yaşayan ölü için girmek kurtuluş kabre
Ruhumun ışığında ölürüm katre katre
Beni niye taşıyor omuzlarda adamlar
Nereye götürüyor beni yorgun adımlar
Cennette cehennem de bu dünyada değil mi?
Suç yükü bedenimle tanrının evrenini kirletmeye değer mi?
Sorularıma kızıp bana celallenme hiç
Sana yüklemedim ki biliyorum bende suç
Sadece sor kendine sevdim mi bu adamı
Cevabın evet ise gül doldurdun odamı
Üzülme sakın bana musallada mesudum
Göğsünü özlüyorum birazcık da üşüdüm
Ben masum değilim ki kefenim neden beyaz
Gözyaşların üstüne düşüyor kiraz kiraz
Derdin ya çok kızdığında bana çapkın harami
Kirlettim yıllar boyu ruhunda ki haremi
Tanrı ne yazar bilmem defteri kebirime
Bildiğim tek şey var ki nur inmeyecek kabrime
Çünkü seni değil kendimi sevmekten günahkârım
Ettim seni kendime aşkınla hizmetkârım
5.0
75% (3)
4.0
25% (1)