2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
876
Okunma
Ben gidiyorum
Hayatın zehrini içime atıp, gidiyorum
Ardıma bakıpta, sana
Şöyle doya doya
Bir el sallayamadım
Ben ona yanıyorum
Sen; beni bir dağın yamacından attın
Kanadı yüreğim, yandı
Eridi dağların karı
Eridi İstanbul’un arşınladığımız kaldırımları
Ne Karacaahmetin ağaçları
Ne de çayını içtiğimiz vapurun kalktığı
İskele taşları sağlam kaldı.
Ne zaman İstanbul’a usul usul kar yağsa
Yürürdük Beyoğlunda
Bir elim cebimde
Bir elim senin omuzunda
Çengelköy’de hıyar, Kanlıca’da yoğurt yerdik
Hep bir ışıltı olurdu gözlerimizde
Geceleri baktıkça boğaza, Kandilli’de
Hani bir evimiz olsun isterdin
Önünde ufacık bir bahçe,
Kocaman pencereleri olan
Müstakil; hayalimizdeki gibi
İşte Sen; beni o evin kapısında bıraktın
Her akşam beni beklediğin yerde
Buralardan çok uzaklara gidiyorum
Hayallerimin pesine
Senden uzaklarda
Seni aramaya gidiyorum
Ben şimdi o evin kapısındayım
Beni beklediğin yerde
Hani! Bekliyorum birazdan
Görünmeni pencerede
Son bir defa göz göze gelmek istiyorum
Bir hoşçakal
Bir Allahaısmarladık demek
Sonra elimle arkama sakladığım gülü
Kapıya bırakmak istiyorum
Ama! Yoksun!
Bakmıyorsun
Ben şimdi gidiyorum
Elimde bavulum
Gözümden akan yağmurla
Yüreğimde derin sevdamla
Ve hayalimde tebessüm eden edanla gidiyorum
Yanıyorum !
Yanıyorum !
Sızlıyor içim kanıyorum
İşte; Gidiyorum
Hayatın zehrini içime atıp gidiyorum
Ardıma bakıpta sana
Şöyle doya doya
Bir el sallayamadım
Ben ona yanıyorum
Ben ona yanıyorum...
Feride B.
10,08,2000 / Çarşamba
SAMSUN
5.0
100% (2)