4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
953
Okunma
karabasanlar çöküyor üstüme
hayaletler kol geziyor tinimde
sırat köprüsünden geçtim
kılıçtan keskin- kıldan ince
adem oldum
havva oldum
can oldum – beden buldum
kâh Firavun
kâh Musa
Roma’da Spartaküs
Banaz’da Pir Sultan
Mansur’la dara durdum
Bedrettin’e vuruldum
kelle verdim başak başak
düşmana sitem edilmez
“ille dostun gülü yaralar beni”
“benden selam olsun Bolu beyine” dedim
“gâvur dağlarında”
Dadal’lar la türkü söyledim
kırk bin yaşımdayım kırkımda
hangi tanrı benim kadar yaşadı
ben izin vermeden yaşlandı
benim kadar silah kuşandı
mızraktan - mavzere
hangi tanrı
dağları deldi aşkından
kıskançlıktan cinayetler işledi
düşmanını kırk yıl pusuda bekledi
atom silahları üretti
havayı suyu kirletti
ormanları yok etti
hangisi daha korkunç
hangisine yanıt vermek güç
zebanimi
zaptiyemi
hangi ateşte yanmak
cehennem mi
“Madımak”
çarmıha gerilmek
falakada - askıda
kol koparmak
göz çıkarmak
kurşuna dizilmek sessizce
bebelere kıymak kuytu köşelerde
bütün safralarımı attım giderken
lakin
kapanmadı hesabım
geçmişten alacaklıyım
geleceğe borçlu
çırılçıplak
dörtnala geçiyorum sırat köprüsünden
koşuştururken yangından yangına
kor olmuş bedenim
cehennemi söndüreceğim küllerimle
zebaninin nutku tutulacak
beni görünce…
h.kesimoğlu
5.0
100% (1)