32
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1385
Okunma

Can içinin, aşk kızı
Yürek de ki, tek bir canın anısı
Donmuşça bir sızı
Isı…
Gül; gönlün içinde, “tırnak çiçeği” gibi bir açar da, bir küsersin
Balların tatlısı;
Beni parya edipte, ram olarak alan, tek malikim sensin
Bilemez misin ki, ruh ısınmayınca yuva da ısınmaz?
Neden, bu denli şıp severisin
Körmüsün; aşkı tanıyıp da, kafayı hiç mi yoramazsın?
Har-ı aşk ateşinde pişmeden, hoplayıp da durursun
Sevi tanımaz, kör cenderede bahtımı sıkar da kurutursun.
Bir anlık hırs mı?
Ne pahasına?
Bu öfke ne?
Her insanın, bir derdi de bu, emsali
Pire için, yorgan misali!
İnsan, hiç sırtını döner mi meleğim canına?
Gülüm;
Bunlar hainlikte kötü bir sürpriz, yıkıcı bir zulüm
Özlemde ki dudağının, isterik meserret hislerin ıslaklığında
Bin bir hazla, seni çılgın bir şevkte bırakmadım mı?
Yumulmuş o kalbin, daha da açılmadı mı?
Ellerimin ve tüm iştiyaklarımın, his sıcaklığın da
Bu soğukluk da ne?
Ya bu vurdumduymaz halde ne, sadistçesine?
Bir tanem; sana verdiğim emekler de nerede?
Ya çektiğim acıların karşıtı, borç senetlerin de nerede?
Bu ne müsriflik?
İstersen; nankör bedeninin, o tafralı bulutunu yere indir
Burnun “Kaf” dağının doruğunda mıdır?
Bak bir bana, bu adam da kimdir?
İnimidir, cinimidir?
Olsun;
Duygusu körelmiş, ağılı canın sağ olsun
Deli divane gönlün, belki aşkı unutmak da ister
Gözlerinin okları; bedenimi şerha şerha ederde neden gider?
Zaten ruhunun katmanları, kör bataktan daha da beter
Her şey; zül bir kara kader!
Sen sadece yanımda olup da, ellerimi ısıtsan da yeter…
(28.05.2010)AZAP…
5.0
100% (25)