1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1584
Okunma
Sen, doğmamış oğlum
Sen, yaşamı tanıyamamış şanslı kadersizim
Hiç üzülme doğmadığın için
Hiç üzülme beni tanıyamadığın için
Emin ol, doğmamak daha akıl karı bu zamanda.
Ne olacaktı ki doğsaydın
Sen de benim gibi
Hazmedemeyecektin yaşamın rezilliğini
Gücün yetmeyecekti haksızlıkları düzeltmeye
Büyük ihtimalle
Sen de benim gibi bir küçük memur olacaktın
Bazen tok, bazen aç gezecektin
Paydos saatini bekleyip,
Önünde ya rakı ya da şarap
Elinde kağıt kalem,
İnci gibi yazınla
Düşlerindeki oğluna şiir yazacaktın.
Her gün
Müdürünün hiç tükenmeyen ezici bakışlarını düşünüp
Acılara boy atmış düşlerini silip
Acı acı gülümseyip
Zavallı yaşam diyecektin.
Umut Can’ım, kara gözlüm
Belki bu dünyada var olamadık seninle ama
Bekle yavrum yakında yanındayım
Benden sonra düş dünyamda yaşayan
Kara gözlü anan da gelecek
Hiç değilse orada bir aile olup
Ucuz yollu bir ev bulup
Akşam annenin kendi elleriyle yaptığı
Kuru fasulyeyle bulgur pilavına kaşık sallarız
Ayda yılda yüz gram et alıp,
Rakı masasına abanıp,
Yüzümüzde ölülere has gülüşlerle kendimizden geçerek,
Cenaze marşının kıvrak ritmiyle
İki odalı ölü kondumuzda
Bir o yana, bir bu yana sallanıp dururuz.
Oldu mu yavrum?
Bekle geliyoruz…
Baban.
08.09.1986 Ankara
5.0
100% (1)