0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1118
Okunma
Dön bana, benim olan benliğim
Yıllarca başkasında unuttuğum
Unuttuğumun bile farkına varamadığım
Gelemedim kendime yıllardır, dön bana
Dilimin döndüğünce yalanlama derdindeyim
Derdinden acıya, yalnızlığa yoldaşlık etmekteyim
En iyi dostum oldun, en sadık yarenim
Acısının lezzetiyle avunduğum
Aranırmıymış lezzet ve tat acıda
Aradım yıllardır aradım kaybettiğimi
Yüreğimin yangını, bebek yüzlülerim
Hicranınız hicranımdır, acınız acım
Anlarmısınız siz ey musalla suratlılar
Acının nasıl bir haz verdiğini
Hazzıyla kıvrandıran, güneşin doğuşunda
Ve batışında bir yüreğin, ölürcesine her gün
Yoruldum aramaktan, benliğimin meyvelerini
Tadını, lezzetini insan olabilme cüretini
Kırıldığımı, kaybolduğumu, yokluklarında çiçeklerimin
Tohummuyum, toprakmı yoksa taşmı…Taş dersiniz siz
Oysa yediğim ne balyoz darbesi, ne de kurşun
Nebulayım şimdi fezanın derinliğinde
Darmadağın, kocaman ürkütücü bir toz bulutu
Sessiz ama hınç dolu, heybetli bir yıldırıma gebe
Üç gül ektim memleketime
Sonra susuz kaldım, susuzluklarında
Toprağımı özledim, bana can veren
Toprağamı, suyamı, güllerimemi taş kesileyim
Kaç kez kurban ettiniz kendinizi?
Hiç kestiniz mi göbeğinizi ellerinizle
Kahrolası acımasız vicdansız yüreğinizle
Ben mi? Ben taşım, yüreği olmaz taşların
Uçurdum Şahinimi ellerimle
Gül ektiğim gül(l)er ektiğim her seferimde
Ben bensizliği seçtim benliğimin en derin köşesinde
İsmailim bıçak altında hemde her gecemde, her gündüzümde
Hasretemi, zilletemi, hüznemi, kederemi
Solan güllerimin zehrinemi gömeyim yüreğimi
Şahinimin kanadında uçurdum kurbanımı
Anlamın anlamsızlığında sessizliğinde gecenin
Ne susturur beni artık
Zindanmı, gurbetmi yoksa mezar taşımı
Hangi işkence ızdırap verir
Askıdan hiç inmeyen tutsaklığıma
Bekliyorum şimdi tüm sessizliğimle
Minicik ellerinizin duasında
Yağmurmu olayım, rahmetmi yoksa kurbanmı?
Her gece, her gece ölüyorum avuçlarınızda
Uçsuz bucaksız denizlerin kıyısında
Atıyorum kendimi yokluğunuza
Yaşıyormuyum, yatıştırabiliyormuyum?
Sakinleşirmi bu dev dalgalar hasretimin rüzgarında
Sakın, sakın ola anlamayın beni
Yanarsınız, yok olursunuz özlem ateşimin harında
Ben mi? Dedim ya ben taşım
Kalmadı yanacak, yakılacak bir yanım
Ne susturur beni artık
Vuslatmı, cennetmi, en güzel nimetler mi
Kendimi sunuyorum, güllerimin uğruna
Ben cehennemi yakıyorum, kahrolası avuçlarımla.
Muhammed Nur Denek
5.0
100% (1)