Ama son durumda akrostiş bozuldu ...yaptığınız düzeltmeyle...

Dikkate aldığınız için teşekkür ederim. Şiir şimdi daha doyurucu olmuş. Tebriklerimle tam puan...

Halil bey,

Belirttiğiniz 2. dörtlüğün ilk iki dizesindeki kafiyesizlik sorununu ortadan kaldırdım. Ayrıca en sondaki 3 beyiti de birtlük ve bitiş beyiti olarak düzenledim. Eğer vaktiniz olursa bir daha göz atmanızı istirham edeceğim.

Sevgi ve muhabbetlerimle.

Metin ESER

Halil bey,

Öncelikle sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz ve dahası yapıcı eleştirilerinizle bana katkı sağladığınız için de ayrıca teşekkür ederim. Şiirimdeki kafiye uyumu olmayan ve redif içeren dizeler ile ilgili söylediklerinize harfiyyen katılıyorum. Zira bir iki teknik sorun vardı fakat düzeltmek için fazla uğraşmadığım için bu da benim hatamdır, kabul ediyorum. Ama uyarılarınızı dikkate alacağım ve gerekli düzeltmeleri de yapacağım. Akabinde size de haber veririm emin olun.

Tekrar teşekkür ediyorum.

Sevgi ve muhabbetlerimle....

Muhittin bey,

Sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz ve yorumunuzu bıraktığınız için can-ı gönülden teşekkür ederim.

Sevgi ve muhabbetlerimle..

Efendim, öncelikle sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz için teşekkür ederim. Yorumunuzla da hem moral hem de onur verdiniz.

Sevgi ve muhabbetlerimle

Sevgili nilmavisi,

21. yüzyılın gölgesinde taş devrine yakışacak uygulamalara meydan verenlere elimden gelen bir tepkiydi bu. Ve sayfama gelerek yorumunuzu bıraktığınız için size teşekkür ederim..

Sevgi ve muhabbetlerimle...

Kuma getiren erkek ,kuma gelen kadın.

Değneğin iki ucu da necaset.

Allah ıslah etsin.

Efendim, şiirimle ilgili güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Keşke bu yara yaşanmasa idi ve kalemim bunu yazmasa idi diyorum. Değil bu asra, taş devrine bile yakıştıramadığım bu acı gerçeği nasıl ortadan kaldıracağız sorusunun cevabı halen içimde bir ukdedir. Hele ki birde kuma üstüne kuma getirenler var ki, onlara söylecek kelime bulamıyorum. Allah ıslah etsin...

Sevgi ve muhabbetlerimle...

Neslihan hanım,

Sayfama gelerek o güzel paylaşımı yaptığınız ve görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim...

Saygılarımla

Efendim o güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.

Efendim sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz ve dahası o güzel fikirlerinizi paylaştığınız için müteşekkirim.

İnsanlar maddi konularda her zaman birilerine danışır ve birçok yerden akıl almadan hareket etmez. Ama bu şiire konu olan meselelerde olduğu gibi toplumsal hayat ile ilgili hemen hemen her konuda kişisel yargılar ve önyargılar ile hareket eder ki, bu insanları kişi sayısı kadar farklı yola götürür. Elbette böyle olunca da hal içilden çıkılmaz olur. Özellikle toplumsal hayatı düzenleyen genel ahlak kuralları konularında sadece nefsin arzularına sınırsız katılan insan bedenleri maalesef o bedene sığmayan bir yaratık karakteri taşıyor. Bu konu içimi sızlatan bir konudur ve yıllardır belki arılardır, canı yanmış kadınların feryadları kulağımda milyonlarca ses oluşturuyor. Yazık......yazık !!!

Sabiha hanım,

Sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz ve değerli görüşünüzü bıraktığınız için size teşekkür ederim.

Sevgi ve muhabbetlerimle

Son olarak; benim eğitimimden geçmiş ve şuan hayatın çok farklı kademelerinde Metin hocalarının bayrağını gururla sallayan binlerce kişinin görüşü benim için daha değerlidir. Ve unutmayınız ki, hayattın her döneminde insanlar ders almaya ihtiyaç duyabilirler. Bu da rahatsız olunacak bir konu da değildir.

Siz de esen kalın Hilmi bey.....

Son olarak sizin dersinize ihtiyacım olmadığını gururla söyleyebilrim.

Esen kalın...

Hilmi bey, ben bu polemiğe girmeyeceğim ve dahi sürdürmeyeceğim. Şiirimi İstiklal Marşı ile falan da kıyaslamadım. Kıyaslamanın nasıl birşey olduğunu size ders verebilecek kadar Türkçe'ye ve dilbigisine hakimim şükürler olsun. Beni tanımıyorsunuz ve dil konusundaki birikimimden de bilginiz yok bu sebeple. Yazdığım ifadeleri cımbızlayarka okumak yerine bütün olarak okumanızı ve anlamanızı öneririm.

Benim kime ne yorum yaptığımı eleştirmek hakkını da size verdiğimi hatırlamıyorum ayrıca.

Şiirimi beğenmemenizi de eleştirmedim, sadece ileri sürdüğünüz gerekçeleri gerçek dışı ve mesnetsiz bulduğumu ifade ettim. Lütfen okuyunuz hatta birkaç arkadaşınıza okutunuz ve gerçek mananın fehmine sahip olunuz.

Siz de şiirle kalınız...

Metin bey,

Emeğinize saygı duyduğumu yorumumda ifade etmiştim. Burada tekrar etmek istemiyorum. Yalnız; şiirinizi "İstiklal Marsı" ile kıyaslamanızı ve verdiğiniz cevapta bol keseden yorumu kınamanızı şairliğinizle hiç bağdaştıramadım.
Eleştiriye açık bir şiir asıyorsunuz ve ben şiirinizden zerre kadar tad almadığımı ifade ediyorum. Siz beğenilmemekten ne kadar rahatsız olsanız da,şiirinizi defalarca okumama rağmen bu fikrim yine de değişmedi.
Ayrıca; şiir konusunda ne kadar bilgiye sahip olduğunuzu dah dün yapmış olduğunuz bir yorumda anladım. Bir şair; Atilla İlhan'ın imgelerininin bire bir çalındığı bir şiire
övgüler yağdırıyorsa; onun şiir bilgisinden şüphe ederim.
Ne hikmetse o şiir de seçkiye girmiş bir şiirdi.
Siz anlamışsınızdır ne demek istediğimi... Dün yaptığınız yorumları bir inceleyin derim.

Ben hala dünün şiirlerinden yana değil g ü n ü n şiirlerinden yanayım...Fırından taze çıkan şiirlerden söz ediyorum.
Sizin düşüncenize de saygı duyuyorum ama kınamıyorum.

Şiirle kalın...

Sayın Şahin Cahit YANIK,

Eğer seçkiye bir itirazınız var ise; site yönetimine bir itiraz başvurusu yaparsınız. Benim şiirimin altında polemik oluşturmanızı kınıyorum....

Hilmi bey,

Öncelikle sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz için teşekkür ederim. Gerek kendi şiirimi gerekse bu seçkiyi layık görenleri savunmak gibi boş bir polemiğin içine girmeyeceğim elbette.

Sadece kendinizce eleştiri olarak yazdıklarınıza iki çift sözüm olacak elbette.

- Bir kere bir şiirin kaç yıl önce kaleme alındığı değildir seçkiye kriter olan konu.

- Toplumumuzun yarası haline gelen ve çağımızda halen olagelen bir konuya parmak basmak size sıkıcı geliyorsa, sizin bu hayatın sadece lezzetleri ile haşir neşir olduğunuz, sorunları ve problemleri ile çok da alakalı olmadığınız ortaya çıkar.

- Hece şiirinin klasikliği tabirini de ilk siz de duydum. Hece şiiri öncelikle teknik bir alt yapısı olan şiirdir ve burada TSM icra etmiyoruz.

- Ayrıca şiirimde hece konularında hatalı yanlar da vardır ki bu da sizin göremediğiniz benden bir özeleştiridir. Bu şu demek oluyor ki, hece şiiri bilgilerinizi tazeleyiniz yada yanlış bildiklerinizi doğruları ile değiştiriniz.

- Şiirin final bölümünde beyit tarzına dönmem de benim bir uygulamamdır. Ve şiirde motomot bir sert kalıp mantığına ters baktığımı gösterir. Ben öyle yazmak istedim ve yazdım. Buna kim karışabilir ki ? Bunun adını yenilik koyuyorsanız öyle olsun. Ben bir yenilik yapmış olayım sizin içinizde rahat etsin...

- Yeni tarihli şiirlerin üvey evlat muamelesi görmesi hakkındaki görüşünüzü de kınıyorum. Çünkü az öncede ifade ettiğim gibi şiirin yeni ve eski tarihli olması konusuna ciddi derecede saplanmışsınız. Ve İstiklal Marşı'nın da epeyce eski tarihli bir şiir olduğunu hatırlatırım.

- Son olarak da seçici kurulu eleştirmenizi de açıkçası anlamlandıramadım. Ayrıca; bu benim seçkiye giren ilk şiirimde değildir. Eleştiri kantarının topuzunu çekememezlik tarafına kayrıdmışsınız gibi bir his oluştu ki bende, sizi bu sebeple de kınıyorum.

Lütfen emek veren insanların (şiiri yazandan şiiri seçene kadar) emeklerini hiçe sayar tavırlarınızı değiştiriniz. Eğer çok gönüllü iseniz teklifte bulunun seçki kuruluna girin ve şiirleri seçenlerden biri olun ve dahası kaleminin mürekkebi kurumamış şiirleri taze taze seçkiye alın. Böylece eski şiirlerde çöp sepetindeki yerini alsın. Unutmayın sizin de eski tarihli şiirleriniz vardır ve onları da bir zahmet buruşturun atın...

Sevgi ve muhabbetlerimle...

Metin ESER

Hilmi bey,

Öncelikle sayfama gelerek şiirimi okuduğunuz için teşekkür ederim. Gerek kendi şiirimi gerekse bu seçkiyi layık görenleri savunmak gibi boş bir polemiğin içine girmeyeceğim elbette.

Sadece kendinizce eleştiri olarak yazdıklarınıza iki çift sözüm olacak elbette.

- Bir kere bir şiirin kaç yıl önce kaleme alındığı değildir seçkiye kriter olan konu.

- Toplumumuzun yarası haline gelen ve çağımızda halen olagelen bir konuya parmak basmak size sıkıcı geliyorsa, sizin bu hayatın sadece lezzetleri ile haşir neşir olduğunuz, sorunları ve problemleri ile çok da alakalı olmadığınız ortaya çıkar.

- Hece şiirinin klasikliği tabirini de ilk siz de duydum. Hece şiiri öncelikle teknik bir alt yapısı olan şiirdir ve burada TSM icra etmiyoruz.

- Ayrıca şiirimde hece konularında hatalı yanlar da vardır ki bu da sizin göremediğiniz benden bir özeleştiridir. Bu şu demek oluyor ki, hece şiiri bilgilerinizi tazeleyiniz yada yanlış bildiklerinizi doğruları ile değiştiriniz.

- Şiirin final bölümünde beyit tarzına dönmem de benim bir uygulamamdır. Ve şiirde motomot bir sert kalıp mantığına ters baktığımı gösterir. Ben öyle yazmak istedim ve yazdım. Buna kim karışabilir ki ? Bunun adını yenilik koyuyorsanız öyle olsun. Ben bir yenilik yapmış olayım sizin içinizde rahat etsin...

- Yeni tarihli şiirlerin üvey evlat muamelesi görmesi hakkındaki görüşünüzü de kınıyorum. Çünkü az öncede ifade ettiğim gibi şiirin yeni ve eski tarihli olması konusuna ciddi derecede saplanmışsınız. Ve İstiklal Marşı'nın da epeyce eski tarihli bir şiir olduğunu hatırlatırım.

- Son olarak da seçici kurulu eleştirmenizi de açıkçası anlamlandıramadım. Ayrıca; bu benim seçkiye giren ilk şiirimde değildir. Eleştiri kantarının topuzunu çekememezlik tarafına kayrıdmışsınız gibi bir his oluştu ki bende, sizi bu sebeple de kınıyorum.

Lütfen emek veren insanların (şiiri yazandan şiiri seçene kadar) emeklerini hiçe sayar tavırlarınızı değiştiriniz. Eğer çok gönüllü iseniz teklifte bulunun seçki kuruluna girin ve şiirleri seçenlerden biri olun ve dahası kaleminin mürekkebi kurumamış şiirleri taze taze seçkiye alın. Böylece eski şiirlerde çöp sepetindeki yerini alsın. Unutmayın sizin de eski tarihli şiirleriniz vardır ve onları da bir zahmet buruşturun atın...

Sevgi ve muhabbetlerimle...

Metin ESER
kurulun eski tarihli şiirlere daha eğilimli ve eski bir zihniyette olmasının delilidir diye düşünüyorum.
Veya başka nedenler...

Ne bakir bir mısra, ne de ufacık bir yenilik göremedim şiirde.
Hece geceniz mübarek olsun.

Şairin emeğine saygı ile.

İkisi öğretmen olan dört kızkardeşim ve Anadolu'da asırlık bir annem var.
Yüreğime gelince;

Bir yürek vereyim ki
Yüreğin onla dolsun
Bir yürek vereyim ki
Fitrem zekatim olsun

Kırkta birine layıktı sözleriniz.

azcık acımasız olmuşsunuz... sızde ya yurek yok ya da annenız,kızkardesınız,kızınız yok..bır erkek ancak bu kadar guzel anlatabılır kuma gırdabını...ama sız sadece hece görmüşsünüz hece okumuşsunuz...ben bır şiir okudum..yazan da değil bazen anlamak ıstemeyen okurdadır kabahat dıye düşünüyorum...aynı yemeği yıyen herkes aynı lezzetı alamaz...sıze de bu kadarı nasıpmış...hece lezzetı..

Hilmi Üstad

söylesinlerde bu şiirleri seçen kişiler kimlermiş çok merak ediyorum bende...

bence günün şiirlerinin altına şiiri seçen kişilerin isimlerinin yazılması lazım...

Efendim sayfama gelerek değerli yorumunuzu paylaştığınız için teşekkür ederim. Maalesef ki, günümüz 21. yüzyılı yaşarken taşdevri çağına bile yakıştıramadığım bu hal ile ilgili içimde birikenleri yazsam inanın insanlığın ömrü yetmez okumaya...Elimizden ne geliyor sorusunun cevabı ben de hala muğlak. Ben öğretmen kökenli birisi olarak en iyi yapabildiğim çevreme bunun eğitimini verebilmek ve kalemim yettiğince de yazabilmekti. Yazabilmeyi de denemiş oldum...

M.fATİH BEY,

YORUMUNUZ VE SAYFAMI ZİYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM...

SEVGİ ve MUHABBETLERİMLE...