3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1435
Okunma
yokluğun on altı yaşıydı
pişmiş aşta nişan yüzüğü
kokardı annemin
bir damacana dolusu
gözyaşlarıyla babam
kana kana içerdik yoksulluğu
ağabeyimin düşlerini kurduğu
bisiklete bindiğimi hatırlardım
ablam ne zaman bir başkasının
gözlerinde gülse
ağlardım
kaderin tek odalı evinde
kalabildiğimizce mesut
yaşamaya çalışırdık
seneler sonra dostlarımız olacaktı
5.0
100% (1)