8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1525
Okunma
Neler çektirdin neler, dedim artık illalah
Nereye gidersen git, arayıp sormam billah
Bir de sadaka verip derim elhamdülillah
Sanma ki ağlayarak, yoluna duracağım
Yıllardır ne buldum ki, şimdi ne bulacağım
El arı, düşman körü diyerek geçti yıllar
Birtek Allah`a ayan, demem ki bilsin kullar
Sakız olup ağıza olmasın diye diller
Susmanın sonu yokmuş, nereden bileceğim
Yıllardır ne buldum ki, şimdi ne bulacağım
Bir kez güven vererk, umuda bağlamadın
Her çekip gidişinde hani; az ağlamadım
Dönüşünde yüzüne vurmadım söylemedim
Tenhalarda bağrıma vurmaktan deleceğim
Yıllardır ne buldum ki, şimdi ne bulacağım
Hiç sevmedin mi beni, diye sormayacağım
Nedeni niçini ne, asla girmeyeceğim
Kapın açık olsa da, geri dönmeyeceğim
Kim bilir daha neler, ne günler göreceğim
Yıllardır ne buldum ki, şimdi ne bulacağım
Uzun etme kavgaya, gürültüye gerek yok
Dönüşüne dualar, döşediğim merak yok
Bitti senden alacak, muradım yok erek yok
Defterini bahtımın, elimle düreceğim
Yıllardır ne buldum ki, şimdi ne bulacağım
Boşuna heveslenme, ne hakaret ne dayak
’Koca isem hakkımdır’ diyen küf tuttu ayak
İstersen ağla dövün, istersen de kına yak
Kınaları elimle, sana ben karacağım
Yıllardır ne buldum ki, şimdi ne bulacağım
Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Kocasına deli gibi aşık. Yarası beresi eksik olmazdı. Ya düştüm derdi ya çarptım. Aslında herkes bilirdi. Dayak yediğini o üzülmesin diye yüzüne vurulmazdı. Her kapıya atılışında yemin billah ederdi dönmeyeceğine. Ama gel diyeceği anı iple çekerdi. Çaresiz hiç değildi. Üstelik oldukça güzeldi. Ona, sevgilerimle...