11
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2824
Okunma

Ten uyur,
Zihni uyutmak zor,
İçimde varlığını barındırırken
Eylül güncesi gibi
Benlikteki fırtına
Nihayetsiz bir sessizlikte, arsız nefeslerle yol alır
Karanlığın üçüncü boyutu
Değerken parmak uçlarıma
Bir iskelet gibi kırılmadan
Yüzünü güneşin parlatmadığı
Bütün heceleri fırçalarla sildim
Beyaza boyandı gülüm
Sonra
Gölgem dahi olmadan
Dokundum ay gecelerine
Labirentlerde dönüp duran masalları dinledim
Kalabalıkta ki aydınlık
Gösterişle yanan spot ışıkları
Her biri, ayrı bir sahnede
Alacağı yok kimsenin kimseden
Aynaları tutunca yüzlerine
Görmezlikten gelirler
Ama/
Kamaşır gözleri
Yağmurları hep bahar
Oysa mevsim senli bakar
Korkma..
Bırak ellerimi git
Aşkın tılsımı pencerelere yazılmıyor
Gönül eylemi tel örgülerle çevrili
Karşılığı olmayan sözcükler gibi
Sana dönük
Bırak
Üşüsün eylül yorganında
Çırpınsada şifa diye dilleri, tüm tembelliğiyle
Nasılsa Toprak çürütemeyecek sevdamı
Karanfil tarlasında
Sağır ve hiçlik olsada her köşe başında
Sen hep gül
Dudaklarından dökülsün kevser
Nefesin benliğimde çoğalırken
Taşsın dört bir yana
27..eylül..2009….
5.0
100% (11)