2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1382
Okunma
Kapımda bir zil sesi sanki cenaze marşı;
Gönderdiğin emanet bugün geçti elime...
Dar geldi bu sokaklar dar geldi bütün çarşı;
Kan bulaştı kan gülüm uzletteki dilime...
Tutsaklığın son günü azad olmak hevesi;
Bakırköyden duyuldu başhekimin gür sesi;
Diz çökerken önünde canımın can kafesi;
Kurtuldu dudağımdan küskün iki kelime...
Çizdiğin tüm resimler siyaz – beyaz arası;
Başka renge tahammül sende ölüm yarası;
Nerde şafak kızılı hani tütün sarısı;
Vur fırçanı çekinme şimdi gönül telime...
Sol yanımda taşınan sanma ki yürek değil;
Beni gömen toprağa kazmayla, kürek değil;
Kahrımdan yıkılmışım, tuş eden bilek değil;
Sanki zafer kazandın, gülüyorsun halime...
Değdi mi yüreğime, avuç avuç köz attın;
Hicrana yazılırken hüzünlere göz attın;
Yetmedi yaptıkların meftununa söz attın;
Sonra da dur diyorsun gözlerdeki selime...
Ali ALTINLI – 01/04/2010
Saat: 00:24
5.0
100% (1)