Öyle geçip gider iken yol boylarından
Nice hanlar gördüm boş
Nice saraylar gördüm virane
Birde evler vardı yol üstünde
Yıkık dökük
Birçok köyler gördüm çoktan boşalmış
Ne öten kuşları kalmış
Ne tüten bacaları kalmış

Nereye gitmiş bu insanlar
Bir lokma ekmekse sebep
Buralarda vermişti bir zamanlar birilerine ekmek
Ya ne oldu bu köylere
Kimler oynadı bu köyün ekmeği ile
Zaman değişti belki
Belki de mutlulardır gittikleri yerde

Geçip gider iken yol boyunda
Mezarlığı gördüm yolun yanında
Durdum mezarlığın yanında
Girdim biraz içeri
Dile geldi hitabeleri

Aslında yok bir dua edenleri
Birçok hitabeleri okudum
Sanki ders veriyordu her biri insana
Bir kaçını okudum
Her okuduğumda biraz durdum

İşte içlerinden biri
Ders veriyordu hitabesi

Sakın sanma dünya baki
Bak gör kimler geldi kimler gitti
Bende gül idim soldum
Gençliğime güvenirdim
Şimdi toprak oldum

Bu söz beni çok düşündürdü
Dünya bakı gerçek olan ölümdü

Bir başka mezar taşı

Al kınalar yaktılar
Uzaklara attılar
Al duvakla gelin ettiler
Çok sevdik dediler
Yirmi dördümde toprağa verdiler

Çokta genç gitmişti dünyadan
Öyle istemişti yaratan
Bir küçük mezar gördüm yaklaştım
Bir derste oradan aldım

Dünya senden bir lokma görmedim
Annemin sütünü emdim
Kara toprak sana geldim

Buda bir çocuktu
Onun adına hitabesi dil olmuştu

Az ilerde bir başka mezar taşı
Sözler taştan katı

Gördüm garbı yemeni
Ters döndü bana dünya dümeni
Vücuduma bilmem giren kaç mermi
Ya da sayamadım yediğim kılıç izlerini
Her ne oldu ise oldu
Şükür olsun doğduğum toprak ebedim oldu

Dedim ya okudukça bu hitabeleri
Sordum kimler boşalttı bu köyleri
Burası nere diye sual eyleme
Çık yollara bak şu ülkeme
İnsanlar göçer her gün bir yerden bir başka yere
Topraklar mı yetersiz oldu
Yoksa gözler mi aç
Şehirler doldu hınca hınç
Kimileri Azrail den aldı taç
Ama gör ki gittiği yerde de her biri sefil her biri aç

Düşünmesi gerekenler hala gülüyor
İnanın artık bu yüzsüzlük gücüme gidiyor
Bir yandan boşalır iken köyler
Düzenini şaşırdı koca şehirler
Herkeste bir lüks yaşam sevdası
Giyim kuşam güzel amma
Belli değil sonrası


Hasan gençay 31 03 2010