1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1198
Okunma
Henüz daha oynamayı öğrenmedin
Gülmeyi oysa çok erken belledin
Siyah gülleri ak gülleri görmedin
Ne hayat sana doyar ne sen saltanata.
Oyuncakların… kirli çamaşırların
Sen tellerde beyaz durduğuna bakma.
Ne yok bilirsin ne açlığa teamülün var
Başparmağın bağlar seni hayata
İklimlerin kini var, gecelerin uykusu
Sen beleren gözlerinle dışarı bakma.
Ayazda senin kadar üşümez pinokya
Canım… Karanlığının gündüzü pusu.
Barış güvercinleri uçuşur gökyüzünde
Tebessüm ağarır günahsız yüzünde
Beşikte ninni duyup sallandığın vakit
Ak sütünün arkasında bir kaşık su.
Minnacık ellerinle tutunacaksın dallara
Her günün ayrı bir sayfa ayrı bir dava
Sende bir öncekiler gibi yaşlanacaksın
Büyütmez seni annenin kokusu.
Oysa geçmişin izi var her adımında
Duyguların samimiyetinden şüphelendiğin anda
Çiğ süt emdiğini hatırlayacaksın
Yaşanmışlığın yaşlılığın tortusu /yaklaştıracak mezara.
Üç kapısını yok saydığın handa
Güleceksin ağlayacaksın seveceksin bir anda
Bir levha okuyacaksın sağ yanında
Başka sığınak olmadığına göre / sığınacaksın HAKKA
5.0
100% (1)