24
Yorum
5
Beğeni
4,9
Puan
3467
Okunma
Moskova’da bir parkta hasretimi çaldırdım.
Ortasındaydı şiir karaladığım bir kağıdın.
Çaldılar göğüs cebimden, çarptılar,
İçinde sen vardın.
Uzaklaştım ordan.
Gittim, vatansız bir kadınla yattım
Yaşlıydı üstelik,
Ve de tövbekar..
Bağırıyorduk her karanlıkta çığlık gibi.
Beraberdik ama yalnızdık.
Kese kağıdından ömür sarıp içiyorduk.
Sonra;
Öldük kırk gün kırk gece
Mezarımızı yağmur kaldırdı..
Kasımdı;
Ve Kasım üç kelle boylu bir ırmaktı.
Şehirden uzak ırmaklar aktılar altlarından
Fikrimde bir darağacı kulaç attı.
Kasımdı; gerçeğini kaybetmiş bir düş niyetlendi gözüme
Volga’da soğuk ağladım kar gibi.
Moskova’da bir parkta hasretimi buldum.
Ortasındaydı şiir karaladığım bir kağıdın.
İade ettiler yüreğime, verdiler
İçinde sen yoktun.
İçinde karanfiller vardı vatandan gönderilen
Hayat vardı.
Anılar yoksul göldü zamanla kurudu.
Güneşi ellerinde bir Nazım,
Nüzhet’ine kapılıyordu.
Çamurdan acılar şekillendirdim beyaz
Suyun çürüdüğü vakitlerdi.
Ve ay’ı entarisine saklayacak kadar cimriydi
Petersburg’daki,
Deri çizmeli kadınlar.
Devirdiğim her kadehte yüzün ayılıyordu.
Devirdiğim her ülkede seni kuruyordum.
Vakit onulmaz bir çıban bekliyordu kaşlarımın arasında
Saçlarında adakları sevdim ben rüzgar tarafından dilenen
Bahar değildi ama ılımanlığımız.
Parktaydım hala;
Bomba kırıntılarına gagasını iliştirmiş bir güvercin
Kanatlarını direniş meydanında kırdı.
Ağır ağlamalar sustu gözlerim önce
Sonra yüzümü yıkadı akrebin soktuğu gök.
Elleri kırk yerinden kırık; şehirler toplandı başıma.
Sonra ne oldu ?
Kırk gün kırk gece yürüdüm.
Devirdiğim her adımda Füruzanlar doğuyordu
Devirdiğim her adımda;
Hayatın hep karşı tarafına konuyordum.
Gül ışığı sonatı gülüşün
Ve ihtilal rengi tenin bırakmadı peşimi.
Kaotik nizam evlerin arasında belirdi yanıma.
Çıkardı devrimini kasımdı bir gösteri
Çıkardı devrimini dar kalçalı sözlerin.
Sen yani özerklik temennim yani avucumun direnemediği bölge
Yani bayrakları yarıya indirilmiş komünizm’im
Beni sevdin bağışla beni.
Kazan’da bir barda unuttum ismimi
Masamda; üçgen vücutlu bir sıfır,
Sahnede ondalık bir yağmur
Aklımda sürgünden kalan tipi.
Baskın yemiş bir gecenin uzvunda
Kasımdı; ihbar edilmiş yalnızlığım.
Ve buldum seni!
Sendin o..
Sessizce giyotine fısıldadığım bir nefes payında
İhtilal rengi öpüyordun beni.
İhtilal rengi tırnaklıyordun.
Moskova kan üzerine kan giyiniyordu üstüne.
Doğumla sana sarıldım
Doğumumla sana.
Sonra kasımdı bir gösteriydi ellerin
Beni manşetlere yazdı
Beni sayfalara.
Bastil zindanlarında bıraktım ekmek arası hürriyetimi
Vitrinlere astım kalemimi Şanzelizede.
Seni bulmuştum köşe bucak
Oysa sen bulduğum yerde bir intihar almıştın kendine
Göl kenarı ayağıydı inadın kıramadığım..
Çıkardı devrimini kasımdı bir gösteri
Çıkardı devrimini dar kalçalı sözlerin.
Birbirini ilk kez çıplak gören iki küfür gibi utangaç,
Ve boyunlarında cennet kolyesi taşıyan
Günahsız melekler coğrafyasında geldin aklıma.
Ölüm,herkesin ortak, tek ayrılık şiiridir.
Artık
Anla!
Hadi anlat bana şahrem şahrem yalnızlığımdan kalanı.
Anlat ki bileyim;
Dört duvar bir ihanet nasıl yazılır.
Sen;
Yani Moskova; şairlerin doyurulduğu..
Yani park
Yani devrim
Yani kasım
Bana öyle geldi ki sen
Beni sevdin bağışla beni..
Şimdi ömrüm; adın için anarşizm
Yık şiirimi..
FE..
5.0
89% (8)
4.0
11% (1)