Hepimiz çıkmaz bir sokağın bekçileriyiz adımlarımız yasak bir ecdadın törelerinden kalma, yasaklarımız ruhumuza işlenmiş...aşklarımız ihanet kırıntılarının yapraksız hükümlerinde boyuna rüzgarların şevkatsiz kollarında uzanıp sararmıştır, içimiz kül ayinlerinde, gözlerimiz yirmisekizinci gündeki acılarının adet kanamasını verirken kızarmış yanakların, asık kirpiklerin hür aydınlığında yapış yapış olmuş bir dünyanın iç damarlarının sarmaş dolaş gülüşlerindeki berraksızlığın ruhumuza işlenen en hüzünlü hatıraların ıstırabında yaşamanın belki de bundan sonraki yağmurlarını üstümüze damıtarak hayat verecek bir dert ile yaşamanın ani bir tramvayından, mutluluk senaryolarıyla çitlenmiş bir hayalin perdesinde bir an gülümser sonra tekrar acının raylarında süzülüp gidersiniz.........yanmış bir dizi hikayenin son berisindeki ötede kıyısına ilişmiş bir geçmiş seferberliği hızlı bir dönüşümün kıvrımlarında döner durur...zamanın keserle yontulmamış ağzından köpürdükçe köpürür belirsizlik, ve yine zamanın ıstırap kurnalarında payınımıza düşen her neyse düşenin gölgesinde varlığımız depreşmiş bir duygunun hizasında çarpar yüreğimizin en kuytu yerine...bir hançer gibi saplanır kalır o derinliğin bilinmezliğinde.....başka bir yaşanmışlık ararsın ama yaşanmışlığın gölgesinden kurtulmanın bedeliyle geçmişinle çarpılırsın....................................



ya anka kuşu gibi süzülüp yanarsınız kendi külünüzden kendinizi yaratırsınız, ya da var olan bir dağın yok oluşu ile muamma gizlerinde çapraşır kalırsınız....

belki de var olmak bir karanlığı içinde de olsak o ışığın olduğuna inanmak.....

tebrikler dizeler, benzetmelerle çok güzel döşenmiş, duygular sözcüklerin sağlam rezelenmesi ile şiiri gıcırdatmadan yüreğimize güzel sesler taşıtmıştır............

yüreğine sağlık...........