Göğsümü kazımakta çok dişli canavar
Suç bende değil,
Zamanda..
Kızgın güneşte sündü her tarafa ten peltesi
Sert yağmurlar dinletti sıkça,
Sana melodi, bana matkapsı gelen sesini..
Yüksek gerilimlere açılan göğüs kafesi
Aldırmadı içinden geçenlere
Taşısa da cerahatli dikiş izi
Adım başı uğradı dost hanelerine damarlarım
Bedeli ödendi, barsak ifrazatından oysa
Öfkem mazgallarımdan taştı
Sığmadı bazen dehlizlerine...

Lanetli değildim;
Çökmemiştim karanlıkta şehir mezarlığında
Ne gecekondu hayatlarda istimlak,
Ne avantacı müteahhide üç beş fazla istihkak
Ne de anlı şanlı adım vardı, anılmaya müstahak
Keçi boku desenli geçmişimde..
Tek kale maçlarda top da sekti sırtımdan
Mahalle manavı su da serpti yüzüme
Cuma çıkışları minder oldum dilenci popolarına
Çifte minareli cami önüne zimmetli..
Moloz kamyonları fink attı döke saça
Toplu konutlara fırlatılan bahçelerden yaka paça
Belediye tankerleri yıkadı kızıl çamurlarımı,
Un ufak oldu kulunçlarım, tank paletlerinde
Kabuslu gecelerde motif çizen çarşaf değil sırtımdaki izler
Zaman,
Yordu beni ey insanlık
Uzaktan gamze sandıkların,
Umutlardaki çöküntüler, gevşek zemin
Sabah mahmurluğundaki esnemeler değil o karanlık
Seyyar hurdacıların pik kapak sevdası
Okul servisinin tekerini yutan demin..
Şimdi,
Yine göğsüm sızlamakta,
Diner mi bilmem ziftlenmekle
Karanlık çökünce, yıldızlara karşı
Topuk seslerini duyar mıyım
Yeni günle birlikte işe koşturan kadınların?
Müşterilerine hazırlanırken çarşı..
Eteklerine bakar mıyım hin gülümsemeyle aşağılardan?
Soğuturum belki de izmarit korunu, burnunda
Otobüsü gelmiş kaynakçı postalının
İrkilir miyim bilmem yine,
Kaçamadığım fukara sümüğünden yeşilimsi
Yüzümü yalar rüzgarda
Buruşturulmuş kağıt mendiller
Gözyaşı emmiş terk edilen sevdalıların..
Ben yine gülümseyeceğim sabaha
Botokslu yeni yüzümle hafta başında..
İyi haftalar Türkiye,
İyi haftalar..



erol başçı