Tüm yolumuz boyunca, gerçekten yapmak istediğimiz şeyi yapmak için, iki yol arasından birini seçme şansına sahip olacağımız herhangi bir nokta var mı diye sorabiliriz. Özgürlüğümüz, bir eylemle diğeri arasında seçim yapmakta özgür olduğumuza, ama bu eylemlerden ortaya çıkan sonuçlar arasında seçme özgürlüğümüz olmadığına dayanır. Dışarıdaki geleceğimiz ne olursa olsun, içerideki özgürlüğümüze sahip çıkabiliriz. Yaşamla ilgili amaçlarımızı dilediğimiz gibi belirleyebilir, kendi inançlarımızı seçebilir, arzularımızdan hoşlanabilir ve hoşlanmadığımız şeyleri ifade edebiliriz. Burada, bu düşünce ve duygu, etki ve tepki alanındaki özgür irade, büyük ölçüde bizimdir.
Nereden gelip nereye gittiğini bilmek, yaşadığının ayırdında olmanın koşuludur. Bu bağlamda varlık nedeni ilkeleri savunmak, siyaset değil, en soylu hizmettir. Kişisel güdülerden ve düşkünlüklerden kurtulmuş, duygularına egemen, düşüncesi aydınlık, nitelikli bireyler ulusal yapının değeri ölçülemez öğeleridir. Öğrencilerimizin gelmelerini özlediğimiz bu düzey, eğitimin bilginin, bilimin, ahlakın ve bilincin ortak kavramıdır.

Türkiyemiz gözbebeğimiz, yüreğimizdir. Kutsal bir emanet olan vatanımız, barındırdığı herkesin en yüce varlığıdır. Yoksunluklar, Güçlükler, sapkınlıklar, ölüm fetvaları, idam fermanları, isyanlar, nice olumsuz koşullar göğüslenip "Ya İstiklal Ya Ölüm!" kararıyla Ulusal Kurtuluş Savaşı kazanılıp ülkemiz işgalden kurtarılarak bağımsız, yepyeni bir devlet kurulmuştur. Bir insan ve hukuk kurumu olarak ülkeyi ve ulusu kapsayan, hepimizi kucaklayan devletimizin kurucusuna gerçek dışı anlatımlar, olmadık yakıştırmalar, akıl dışı değerlendirmeler ve amaçlı eleştirlerle sürdürülen saldırılar, aslında Türkiyemize yöneliktir. Etnik ve dinsel nedenli yapay sorunlardan yarar uman içerdeki bağnaz, bölücü, yıkıcı ve çıkarcılarla yayılmacı, baskıcı ve sömürgeci, kimi komşu, sözde dostların siyasal çıkarları Türkiyemizi gündemde tutmaktadır. Demokrat, laik yapımız tersine durumlar için engel tehlike ve kötü örnek sayıldığından gücümüz kırlmak istenmekte bunun için de ulusal birliğimiz ve toprak bütünlüğümüzle, uygar kimliğimiz yıkılmaya çalışılmaktadır. Bu acı gerçeği bilerek yürümek zorundayız. Terörü, nereden gelirse gelsin, hangi nedenle olursa olsun en ağır insanlık suçu sayarak en ağır nitelemelerle kınıyorum.

ATATÜRK, bir kişi olmayıp ülkemizi düşmanlardan temizleyen, devletimizi kuran, devrimlerle yalnız bugünleri değil, yarınlarıda bize bağışlayan, Cumhuriyet'le hepimizi eşit biçimde her şeyin sahibi kılan asker-sivil, kadın-erkek her Türk yurttaşıdır. Soyut ve somut tüm ulusal varlık değerlerimizin özeti ve simgesidir. Bu nitelikleriyle bir kurumdur. Bir ilkeler anıtıdır. Türkiye aydınlanmasının kaynağıdır. ATATÜRKÇÜLÜK, başarıyla bizi yaşatan yüce insanın akılcı, gerçekçi, özgürlükçü, bilime saygılı yolunu izlemek O'nu geçme özeniyle O'na yaraşır olmaktır. Başka bir anlatımla bağısızlıktan, ulusal egemenlikten, onurdan, adaletten, erdemden, uygarlıktan, insanlıktan yana olmaktır. ATATÜRKÇÜ olmak bir kişilik ve nitelik yükselişidir. Yürek işidir.