1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1466
Okunma

Üretirsin bereketli topraklar gibi
Açarsın kollarını ahtapot gibi
Kucaklarsın bir ana, bir baba gibi
Ekmek sende, iş sende, aş sende
Bir yanda yükselir gökdelenler
Bir yanda yerde sürünenler
Bir yanda evini terk edenler
Evli sende, bekâr sende, dul sende
Sakallı cübbeli tespihli erkekler
Otobüs durağında cenneti bekler
Çarşafa bürünmüş huriler, melekler
Cami sende, türbe sende, dergâh sende
Yuvalar yıkılırken bilmezsin
Bedenler satılırken görmezsin
Ey İstanbul söyle bu sen misin?
Mafya sende, çete sende, suç sende
Sahipsiz kuzular çakal olmuş
Sokaklarında çocuklar dolmuş
Söyle İstanbul sana ne olmuş
Hırsız sende, tiner sende, hap sende
Sen ki tarihlerle dolmuşsun
Yaşanmaz bir şehir olmuşsun
Ben seni, sen beni bulmuşsun
Güzellik sende, aşk bende
Sevmişim seni bir kere
Kovsan da gitmem bir yere
Elde kürek, başta bere
Muhtacım sana ey İstanbul
YALNIZ KALEM/A.Y.