3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1115
Okunma
Eteklerin zil çalmıyor bu sıra
Dumanlar kaplamış başını dağlar.
Hüzün bulutları sarmış her yanı
Sana bırakıyor yaşını dağlar.
Karla kaplı dorukların üşür mü?
Omuzların bunca yükü taşır mı?
Çekemeyen yaraların kaşır mı?
Bölerler mi uykun, düşünü dağlar.
Erciyes’ten bir ip atsam Ağrı’ya
Haykırsam delice karşı sağrı’ya*
Yankılanıp cevap gelse çağrıya
Ürkütsem kurdunu kuşunu dağlar.
Yıldızlar kayarken dilekler tutsak
Taşlar yuvarlayıp seyrine baksak
Yorulunca mağralarda uyusak
Unutsak dünyanın işini dağlar.
Kekik, keven yırtsa ellerimizi
Kayalar kanatsa dizlerimizi
Ateşi harlayıp sırlarımızı
Anlatsak unutup kışını dağlar.
Vatanımın etrefında sur gibi
Dimdik omuzlarla oturur gibi
Annenin yavrusunu korur gibi
Düşmana siper et döşünü dağlar.
• iki koyağı birbirinden ayıran az eğilimli yayvan sırt. TDK
Çanakkale 06/01/2010
5.0
100% (1)