10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2180
Okunma

Yürekleri kanatan bir hikâyedir Sarıkamış…90 bin askerin acı hikâyesidir… Zamansız bir seferde yok olan bir neslin hikâyesidir… Bedenleri donduğu için, karınlardan kendilerini parçalayan kurtlara, donmayan tek yerleri olan gözleri ile bakabilenlerin hikâyesidir bu… Öldüğüne ancak gözleri ile şükreden kahramanların hikâyesidir bu…
Sarıkamış derler adına tarihte
Askerlerin donarak öldüğü bu yere
Bir harita mı yoksa bir bedel mi?
Türk bayrağındaki kırmızı yere
1914 yılında çıktılar vatan için yola
Rusları kovalarken geldiler Sarıkamış’a
Ne bir parka, bir bot, ne de bir komutan
Kendilerini teslim ettiler beyaz acıya
Bir mermi yakmadan düştüler toprağa
Tüfekleri, kurşunları ve bayrakları boyunda
Hatunun koynuna uzanır gibi yattılar kar’a
Dillerinde şahadet, üstlerinde yoktu urba
Yıllarca saklandı onların bu öyküsü
Uzaktan çalı çırpı sandı onları köylü
Güneş durdurdu bu sessiz çığlığı
Bir dağın sırtında yattı binlerce ölü
Sivaslı, Diyarbakırlı, Samsunlu
Her biri babayiğit, birer soylu
Donsa da elleri ayakları ve vücudu
Öldüğüne şükretti ölümün erleri
Sonunu düşünmeyen kahraman olur !
Zamansız seferlerin sonu bozgun olur
Herkes yaşamak için derbeder olur
Öldüğüne şükretti ölümün erleri
Ne yapsalar fayda etmedi dondu bedenleri
Bir tek gözleri, gözleriydi canlı yeri
Kurtlar parçalarken ince elbiselerini
Öldüğüne şükretti ölümün erleri
Öldüğüne şükretti ölümün erleri…
5.0
100% (4)