Siz, Hiç kavanozdan su içtiniz mi? İçmek değil mesele, Tercih ettiniz mi? Saatler yalan oldu mu, durdu mu? Arı olup çiçeklere kondunuz mu? Gökyüzü kucağınızda deniz, Gözyaşı, yanağınızda bilgi oldu mu hiç… Bir tabağa altı kişi kaşık attınız mı? Adını bilmediğiniz yemekler yaptınız mı? Dünyayı ardınıza alabildiniz mi, ? Tek dayanağınız olmadan, yek başınıza… Çamaşır silkelerken çıkan sesi özlediniz mi? Silebildiniz mi yıllar süren sohbetlerinizi.. Allah derken gözyaşı aktı mı beyninizden… Sorgulayabildiniz mi Bildiklerinizi Açıktan... Yalnız kalmaktan korkmadan, Konuştunuz mu? İnancınız her şeyin önünde zikir etti mi? Size kocaman dağlar sunuldu mu tepside ? Ya da, hak aradınız mı ezileceğinizi bile bile… Dürüstlük adına kaç kere yıktınız ömrünüzü ? Kaderinizi ardınızdan sürüklediniz mi hiç… Takip edenler oldu mu sizi, Siz olduğunuz için... Haritalar kurguladınız mı ? Eskisine inat… Başkalarının hayatına daldınız mı? Nefessiz… Mektuplar yazdınız mı? Anlamını bilmediğiniz… Mektuplar aldınız mı? Anlam verdiğiniz… Mücadele ettiniz mi ? Mübala yapmadan, yalın.. En olmaz yerde kalemsiz kaldınız mı hiç… Bu kadar ve daha fazlasını Sordunuz mu Kendinize, Dinleyip sabırla, Cevap verdiniz mi hiç… Bir başkasının yanında hiçlik buldunuz mu? Yudum yudum ömür içtiniz mi ? Kavanozdan hiç…
?
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendinle konuşmak diyelim mi şairim güzel dizelerinize? Bir yudum suda boğulurken insanlar kavonoz çok gelmez mi? Masum bir bulutken öylece hala yastık altı gözyaşlarında Kendinize bile etmediğiniz duaları ona ederken sırtınızdan vuruldunuzmu hiç şairim?
Kıyıya vurmadan kaybolurken insanlar siz okyanuslarda kulaç attınız mı ? Aynada ki yüzünüze bakınca o ayna çoktan kırıldı mı? Ay bir de adamlık vardı değil mi şairim? Hani kadın erkek diye ayıranlar bilirler Oysa asıl olanın hep insanlık olduğunu unutupta...
Ellerini yüreğine dokunduğunda insan görmeli şairim rengini En büyük su ve boşluk içimizde olandır biz doldurmadan kim doldurabilir ki bizdeki met cezirleri Sevmek şairim eğmeden eğdirmeden yasaksız saklısız ve saklanmadan
Güven değil mi şairim önce güven başı dik aklı olupta gezmek bir bardaktada boğulur insan Bir kavonozdada koynuna yar deyip sardığınlada yanar Uzaklarda harıtası belli bir gölgenin arsız ihaneti anlamsız zorlarıylada
Biz bizi bildikte şairim Yalın ayak bırakıldık bu ayazlarda Allah diye yandıkça değil yaş kan aktı şairim gözlerimizden Sildik sahip çıktık bu benim günahım bu benim canım deyip candan geçmeyi bilirmisiniz şairim?
Minicik kelebeklerin solukları bile ağır geldi. Ya bir çatal elinizden düştü mü hiç şairim? Uzaklardakiler belki bu yemeği yiyemiyorlar diye? Vuslat falan beklemeden şairim
Hak ettiklerimizi alsak yeterdi sadece hak etmek dünyalara bedeldi. Çok ötelerden bir ses bir soluk beklediniz mi şairim? Ya bilir misiniz bir sese bin adak adamayı? Çoktan unuttuk yalancı baharlara merhaba derken Çıkarsız yalansız sevmeleri Seviyorum dedik şairim Sevmenin vebalini bildik mi?
Bebeğim derken kaç bebek öldürdük bildik mi? Öyle pahalı lokantalarda değildi yemeklerimiz Bir çift siyah gözle bir avuç tuz bir dilim ekmek Ahh şairim bir yer yatağı yetmezmiydi temiz çarşafların kokusu gelen
Hayatın sürprizlerini bildikte Azrailinde bir gün sürpriz yapabileceğini Henüz bebekken "dünya benim!..." dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, Ölürken de aynı avuçların "herşeyi bırakıp gidiyorum işte!"dercesine apaçık kaldığını farketmeli... Ve kefenin cebinin olmadığını farketmeli.
Ah şairim bir damla sudan meydana geldikde bir kavonozdan su içmek mi ağır gelecek?
Yasemin çiçeklerine gelmez de bilmem:)) O susuz yaşayamaz Kutlarım güzel dizelerinizi bu firari saatlerde yasemin çiçekleri bıraktım en güzel solmayan soldurulmayan umutlar adına hala ötelerde kalan kırıntılar adına Küçükken annem öğretmişti şairim yerde ekmek bulunca yükseğe koy kızım kuşlar yer derdi Sevdiklerimizide hep yüksekte tuttuk şairim Acaba kuşlar mı yedi? Biz sudan korkar olduk şairim değil içmek acaba ondan mı avuçlarımız hala kirli? sevgimle saygımla...
yasemin00 tarafından 12/19/2009 4:31:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yalnız kaldım Sanma Bak battaniyen hâlâ yanımda Elleri olsa o da kapının tokmağına yapışırdı Ben uyurken usulca Biliyorum Biliyorum da sen koktuğu için Her gece ona sarılıyorum Yalnızım merak etme Yeni bir memnun oldum ziyan etmemek için Tanışmadım kimseyle Nasıl bulut yokken yağmurlar yağdırdımsa gittiğinde Hani bütün sokak duymuştu sensizliğimi Dönersen eğer Sırtından beline kadar Islanacağın bir yağmurun altında Dudaklarımı ıslatmadan Affetmeyeceğim seni…......................Ceyhun Yılmaz
Yasemin çiçeklerini bir siyah hüzünden bir nefeslik pembelere boyayan şairim Değerdir renginiz çiçeklerime çok teşekkür ediyorum. sevgimle saygımla
Ah kayıklar ah… Kaç kişinin ömrünü çektiniz sert ufuklara, Eski, yıpranmış küreklerinizle… Kim bilir ne sevdalar buharlaştı Sizin sayenizde… Ne aşklar meşk etti de sende Bulutlara karıştı… Ve üzerimize yağdı, yağmur olarak… Yağmurlar bu yüzden mi? Bu kadar aşk kokuyor… Denizler bu yüzden mi? Hırçın, sevecen ve derin acaba… Bir damlamı titretir yeri ve göğü? Ve sonunda şimşekler, irkilmeler… Toprak ve yağmur her buluştuğunda, Aşk mıdır kokan buram buram… Senin görevindir yeni sevdalar, yeni aşklar Bulutlar sensiz nasıl dolsun da aksın yeni aşklara Korkma sakın denizin esrarlı kavgalarından Taşıdığın her sevda sayesinde yeşerecek yeni aşklar Ah yağmurlar ah Her damla yeni bir hayata koşar Bir damlayla fetih olur topraklar Ancak bir damlayla var olur, Ya da yok olur hayatlar Damla, toprak ve kayıklar…
sırtından vurulmamanın acısı da vardır düşündünüz mü hiç? bir sevda yaşayamadan gömülen ruhları gördünüz mü hiç? insan suretinde şeytanlara dua etti mi hiç? üşüyen gölgelere inat perdelerinizi sonuna kadar açtınız mı hiç?
Çoşkun seller kendi yatağını kendi bulur Kurulan setler bu sellere gebe olur Bir feryat ile baksakta sabah sokağa Çıkınca dışarı yüzlerde Hep bir maske olur...
göz avuçlarda kir dese de, yürek yaseminin kokusuna gebedir bir kere...
Yalnız kaldım Sanma Bak battaniyen hâlâ yanımda Elleri olsa o da kapının tokmağına yapışırdı Ben uyurken usulca Biliyorum Biliyorum da sen koktuğu için Her gece ona sarılıyorum Yalnızım merak etme Yeni bir memnun oldum ziyan etmemek için Tanışmadım kimseyle Nasıl bulut yokken yağmurlar yağdırdımsa gittiğinde Hani bütün sokak duymuştu sensizliğimi Dönersen eğer Sırtından beline kadar Islanacağın bir yağmurun altında Dudaklarımı ıslatmadan Affetmeyeceğim seni…......................Ceyhun Yılmaz
Yasemin çiçeklerini bir siyah hüzünden bir nefeslik pembelere boyayan şairim Değerdir renginiz çiçeklerime çok teşekkür ediyorum. sevgimle saygımla
Ah kayıklar ah… Kaç kişinin ömrünü çektiniz sert ufuklara, Eski, yıpranmış küreklerinizle… Kim bilir ne sevdalar buharlaştı Sizin sayenizde… Ne aşklar meşk etti de sende Bulutlara karıştı… Ve üzerimize yağdı, yağmur olarak… Yağmurlar bu yüzden mi? Bu kadar aşk kokuyor… Denizler bu yüzden mi? Hırçın, sevecen ve derin acaba… Bir damlamı titretir yeri ve göğü? Ve sonunda şimşekler, irkilmeler… Toprak ve yağmur her buluştuğunda, Aşk mıdır kokan buram buram… Senin görevindir yeni sevdalar, yeni aşklar Bulutlar sensiz nasıl dolsun da aksın yeni aşklara Korkma sakın denizin esrarlı kavgalarından Taşıdığın her sevda sayesinde yeşerecek yeni aşklar Ah yağmurlar ah Her damla yeni bir hayata koşar Bir damlayla fetih olur topraklar Ancak bir damlayla var olur, Ya da yok olur hayatlar Damla, toprak ve kayıklar…
sırtından vurulmamanın acısı da vardır düşündünüz mü hiç? bir sevda yaşayamadan gömülen ruhları gördünüz mü hiç? insan suretinde şeytanlara dua etti mi hiç? üşüyen gölgelere inat perdelerinizi sonuna kadar açtınız mı hiç?
Çoşkun seller kendi yatağını kendi bulur Kurulan setler bu sellere gebe olur Bir feryat ile baksakta sabah sokağa Çıkınca dışarı yüzlerde Hep bir maske olur...
göz avuçlarda kir dese de, yürek yaseminin kokusuna gebedir bir kere...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.