14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1434
Okunma
ülkemin dağlarına baktıkca özlemle
yorgunluklar gördüm
ormanlarında yeşiline düşmanlıklar
şehirlerimin şerefinde lekeler
asık suratlarda öfkelerin en katmerlisi
çocuklar unutmuş gülücükleri
kuşlar bile kırık dallara yuvalanmış
kırlangıç yuvaları tarumar
sevimsiz insanların kinlerinde parçalanmış
mutluluğun düşleri...
sevda pınarları
bahar rüzgarlarında savrulup gitmiş
ülkemin tomurcuk beyaz çiçekleri...
baktım, perişan ülkemin yalnızlığına
sızılarım yüz yıllara uzanıp gitti
Taptuk Emre’mizin türbesi başında
ahırla çevrili pislikleri gördükçe
inadına küfürler savurdum düzenin pisliklerine
ağlamadan, küsmeden
yarınlara bilenerek delikanlıca...
kim gelse ülkemin başına
şom ağızlardan
kem kümle atılan nutukların sönüklüğü
yalana banmış cek cakların çokluğu
ezilen halkımın gözyaşlarında
yeşeren karanfillerin kırmızılığında
birleşen yumrukların
kutsal ülkeme akıtılan helal terlerin
sabırla yoğrulmuş umutlarında
yarınların güneşi doğacak mı...
bilemem... bekleyeceğim yarınları...
göreceğim... beyaz açmış laleleri...
ben var isem
ülkem aydınlıklara doğacak ışıl ışıl...