3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2572
Okunma
Emekli ilkokul öğretmeniyim.İlköğretmen okulunu bitirince,henüz 18 yaşında iken,yolu izi olmayan bir dağ köyünde buldum kendimi.(Balıkesir, Balya,Patlak Köyü)At sırtında gelip gidiyorduk şehre,üstelik arada kışları coşup taşan,köprüsüz bir dere vardı.Turistik bir bölgede doğup büyümeme rağmen ben o köye aşık oldum.Evim dağın yamacındaydı,geceleri keçilerin çan sesleri ninni gibi geliyordu.Gündüzleri ise derslerden sonra,lastik çizmelerim ayağımda dağları geziyordum öğrencilerim ile hoplaya zıplaya,türküler söylerdik avazımız çıktığı kadar.İlk "kızöretmeni!" bendim o köyün.Kendimi Cengiz Aytmatov’un "İlköğretmen"i gibi hissediyordum. Mantar toplardık dağlarda.Şehre indikçe maaşımdan aldığım rengarenk lastik çizmeler idi en büyük lüksümüz.Gizli gizli,hala Tommiks,Teksas okuyan,hayal dünyasında yaşayan bir genç kızdım o zamanlar.Bazen Türk Filmi çeviriyor gibi hisediyordum kendimi.
Ve o köy beni şair yaptı.İki gün sonraki ÖĞRETMENLER GÜNÜ için,orada yazdığım ilk şiir!
Ben bir köy öğretmeniyim
Bir dağ başında yükselir köyüm
Gündüzleri cıvıl cıvıl öğrencilerim
Geceleri çan sesleriyle başlar öyküm
Elimin süsü tebeşir tozu
Gözümün boyası mavi mürekkep
Köyümün çamuru,lastik çizmelerim
Ben hepsiyle bir bütün halindeyim
Ben öğretmenim!
KÖY ÖĞRETMENİYİM!