12
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1213
Okunma
Arnavut kaldırımlı
Taş merdivenlerde gece
Ökçesiz ayakkabı
Eski bir dolmuş rüzgârı sürüklerdi
Işıkları sönerdi ahşap evlerin
Ve
İşkence sarkardı
Loş odaların
Demir kapılı parmaklıklar ardından
Bir çığlık yükselirdi boğaza yakın bir yerde
İstavritler vuruyordu karaya
Saklamıştım seni içime ay’a vuran yüzünü
Yıkılmış ahşap iskele
Ayaz da kalırken ayakları
Gece içtimasında
Yıldız düşerdi mavinin koyundan
Sökülür yürek
Kafesteydik
Aynı parmaklıktan bakan
Bölünürdü yüzler
Bir yüzün bölünmedi karanlığımda
Kaybettiğinde anlarsın kaybedildiğini
Kaybetmedik mavim
Biraz ıslansak ta
……………Yüreğimin
Her kapısı sana açık delicem
5.0
100% (3)