-belki yazdı -


akşam gürültülü bir toz bulutuna doğru koşuyordun
ve hayvanların ıslattığı taşlara
kara tuz taşlarına dokunuyordun
geniş bahçeleri vardı çocukluğunun
onlar yoktu henüz
ne varsa sıkılganlık ve yorgunluk adına
eski ve yeni vardı ara sıra
hüznü yoktu kanaviçe işleyenlerin
bazen ölüleri oluyordu galiba aşağı mahlelerin
gün, neşeli bir oyundu uykundan arta kalan
ne çıkardı ha çiğdemler getirmiş olsun bahar
ha sular taşısın helkeyle ince bilekli kızlar
kavgalarında dirgen kullansın varsın
güneşin kavurduğu tütün yorgunu bu adamlar
yoktu önemi bunların
dünya çok uzaktı oradan
dünya susarak yürünen
susaya açılan toprak yolun sonuna kadar
sana ne dünyadan
nasılsa başlayacaktı yeni bir oyun gün ışıyınca
kış kıyamet de olsa yaz sıcağı da
gece kısa
kısa bir molaydı yalnızca.

-yazdı evet
emin ol bundan
kapkaraydı ayakların
toprağınla yoğrulmaktan -