10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1563
Okunma

Şiirde anlayamadığınız kelimeleri burada bulabilirsiniz.
Evrâk-ı metrûke = Sevgilinin mektubu
Remil = Kayıptan haber sorma
Türbe = Mezâr
Arz = Yeryüzü
Semâvat = Gökyüzü
Şâhika =Yüksek yer
Bende-i fermân = Emir kulu
Mâh-peri = Ay yüzlü
Şol cenâh = Sol yan, kâlp
Sürûr = Sevinç
Riyâ = İki yüzlülük
Ser-encâm = Başa gelenler
Zerdüşt = Nûr ve zulmet inancını kurup yayan
Mecûsi = Ateşe tapan
Evrâk-ı metrûke’ne yıllar sonra göz attım,
Sararıp solmuş yüzü yazılar okunmuyor.
Fal tuttum remil attım nice türbede yattım,
Alıştım hasretine yokluğun dokunmuyor.
Arz’da aradım seni yıllarca bulamadım,
Yıldızlar ülkesine Semâvat’a mı çıktın.
Ayrılık düştü bana yanında kalamadım,
Gönlümdeki sarayı ne yazık çabuk yıktın.
Yıktığın virânede ebedi mahsûr kaldım,
Feryâdımı duyup da dönmedin ki geriye.
Şâhikalara çıkıp ilk aşkı senden aldım,
Bende-i fermân ile bağlandım mâh-peri’ye.
Şol cenâh vurgun yemiş tutmuyor sözlerimi,
Taşa geçerdi belki dilimden dökülenler.
Sürûrunla kul ettin ağlayan gözlerimi,
Hüzün çiçeği oldu sineme dikilenler.
İmdâda gelmiyor ki zor günümde bu rüyâ,
Geceler yas tutuyor hâni nerde sabahı.
Gerçekler firâr etmiş geride kalmış riyâ,
Ciğer köze mi düştü acep nedir bu ah’ı.
Ah edip ağlasam da kervân geri dönmüyor,
Yüklenmiş ser-encâmı Kaf dağına gidiyor.
Zerdüşt’ün ateşiymiş yaktığın hiç sönmüyor,
Mecûsi yürek sende bin cefâlar ediyor.
........................................Kardelen26
5.0
100% (6)