Deni ile kökü bir, alçaklarla başı hoş,
Yetişebilmek muhal, koşulur mu başıboş?


Halin keser önünü, unutmuşsan dününü,
Yarın bugün ürünü, yuvarlanma gününü!


Muhsinler barınamaz; sert silker omuzunu,
Erken gönderir mevti, salarak domuzunu!


Habisler zemin bulur, sırtına atıp taşır,
Göbeklerini okşayıp enselerini kaşır!


Havasında kasırga denizinde ise mil,
Uçurtur mu batırır, aşk olsun varsa kâmil!


Döner değirmen taşı, öğütür her bir başı,
Kesret önemli değil, bağrına basar naşı!


“Mümine zindan” demiş Fahri Kâinat Resul,
“Münkire cennet” bura, beşer durumdan mesul!


“Sivrisinek kanadı” nispetince değeri,
Merkep niyetineyse vurulmalı eyeri!


Zalim, dişlilerine kapılanı döndürür,
Nefessiz bırakarak hayatını söndürür!


Çorak tarla hükmünde; eksen de mahsul vermez,
İhtimaldir ötede, çoğunun aklı ermez!


Baksanıza iyice, güneşin rengi solgun!
Kaç tane habbe dolgun, kaçında kelle olgun?


Kopabilmek ne mümkün, ayağımızdan çeker,
Ayakta duramayan; ya sürünür ya seker!


12.11.2009
Haydar ASLAN