"İslâm'ın gölgesinde çarpıyorken yürekler,
Zehirli oklar ile at sürüyor ürkekler.
İnançsız ayak kayar elbette bir gün tekler.
İmanınla yürü ki, hep galebe gelesin!"

diyor Şaire; korkaklığı ikbal şafağı belleyenlere..

"Kur’an ile Hadis’ten eğer çevirirsen yüz.
Dikenli engebedir adımladığın her düz.
Kainatı seyreyle, gerçekleri iyi süz.
İmanınla yürü ki, hep galebe gelesin!"

diyor Şaire; Kur'an ve Hadis'ler bütünlüğünden geen en pak imana dikkat çekiyor..

"Yahudi'nin fakına düşme sakın yürürken.
Şehidine eziyet etme yeri kürürken.
Sam yeli eser bir gün nevbahar üfürürken.
Kök sal büyük ceddine, hep galebe gelesin!"

diyor Şaire; taze fidan mahiyetli yeni nesillere köklü ecdad mazisinin faziletlerini sıralıyor..

"Dünya kefereleri her an seni süzmekte.
Boynuna siyonizmin halkasını dizmekte.
Ne bulursun bilmem ki uyuyarak gezmekte.
Sen uyanık yürü ki , hep galebe gelesin!"

diyor Şaire; Uyku ile uyanıklık arasına sızmış bir Siyonist tehlikeden bahsediyor..

"Haçlı geçmişte değil şimdi de sarmış seni.
Yüzüne gülümsemiş sıkıca tutmuş yeni.
Arkadaş belleme sen vatan haini, kem’i
İmanınla yürü ki, hep galebe gelesin!"

diyor Şaire; Ve ibret için bu Siyonist tehlikenin ana dinamiklerinden olan Haçlı gemişine yönlendiriyor.

"Dünyanın tüm hanları altın gümüşle dolsa,
Sana sunulan her şey toptan som altın olsa.
Yeri gelip başına zümrüd-ü anka konsa.
İmanınla yürü ki , hep galebe gelesin!"

diyar Şaire; Gümüş hanların, som altından hediyelerin ve başa konacak Zümrüd-ü Anka'ların kifayet etmediği iman zenginliğin olsun istiyor..

"Terennüm eyle her dem Kelime-i Tevhidi.
Bedr’in Arslan’ı ondan hepten muzaffer idi.
Hakk’a güvenmiş idi, cehd’e yönelmiş idi.
İmanınla yürü ki, hep galebe gelesin!"

diyor Şaire; Ki meseleyi en itinalı bir biçim olan Kelime-i Tevhid ve Küfre galebelikte en münezzeh ve şerefli mücadele örneği Bedir Muharebesi'yle noktalıyor..
Bunları tecelliye götüren bundan daha makul bir başka izahat ve icraat sınıfı var mıdır?

Şaire'ye en içten selâm ve dualarımızla..