Yaşamaya çalıştığımdır Aşk
Üzerimde ki entariyi yaşamak gibi
Sadık bir köpek gibi
Dostluğum aşkınla
Aşkın kırmızı kalemimle çiftleşmeli yar
Oysa rabıtası elem kokan
Bir renktir aşk
Bir demet kırmızı karanfildir ahu dilber
Rengin sol yanımla sevişmeli yar
Ve Adam dediğin bunu anlamalı

Gene esefli bir duygu var içerimde
Öyle ki hüznümün soluğu yakıyor etimi
Gönlümdeki sızı uyandırır çıngıraklı yılanları
Bilmem kaç mevsimin hesabını
Takvimini tutuyorum bu gece
Acı çektiren söz dinlemeyen
Huysuz asi Alıngan
Yakan yıkan ben olsamda
Gene huzursuz gene uykusuzum
Gene baş kaldırır gibi kardelen...
Hasretin hürriyetin özlemindeyim
Seviyorum ulan adının gözeneklerini
Oysa adam dediğin bu sızıyı anlamalı
Adam dediğin yağmurdan
Aşktan savaştan korkmamalı

Döl tutmuş ceraattır yüreğimdeki Aşk
Türküyle şiirle
Hele kırmızıyla harman olup
Avazı çıktığı kadar suskunluğumdur Aşk
Bazen;Elimin tersiyle itmeye çalıştığımda
Mevsimsiz apansız gelen bir kış gibidir bana Aşk
Reddedişimi hep senin alıştığında
Eskimeyen bu yaranın umududur ellerin
Göğsünde sabahlamanın hayali gibi
Ne çok özlemişim yar senin hiç tutmadığım ellerini
Ellerin ki
Bilmem hangi yosmanın avuçlarında kim bilir?
Oysa adam dediğin önce benim ellerimi tanımalı

Aşkım
Ya senin aşkın
Dibi tutmuş yemek kıvamında
Peki hangi dilberle karıştırdın tadımı
Ne çabuk unuttun zeytin karası gözlerimi
Şimdi ben sana aşk-ı şiddet uygulasam
Mevsimler boyu kapımda sızlatsam
Yalvartsam seni
O ne çok sevdiğim O toprak gözlerini ağlatsam
Hangi cesaretli yürek ayıplayacak beni
Hadi be sende
Demi tutmadan gecenin vedalaşalım seninle aşk
Hadi doğrulda
Kaşlarımın arasından öp beni
Alnımı başka bir mevsime yaslayayım aşk
Aşkın
Aşkım
Senin hiç Allah’ın yokmu

Eğer ki Aşık olacağım diyorsan
Tutmadığım ellerini yağmurlar yıkamalı
Cemreler yıkamalı yüreğini
Nev baharsa beklediğin
Yüreğin cemreyi tanımalı yar
Yüreğin cemreyi taşımalı aşk
Aşkın
Aşkım
iyi ki varsınları biriktiriyorum sana
senin yüreğin ki yetmez beni çözmelere
Bilmem kaç dilde seviyorum seni
Adam dediğin bu yangını tanımalı
Peki; Senin bir cevabın yok mu?

Berka KANBEROĞLU