4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2006
Okunma
Umut bu topraklardan çoktan göç etti
Sahiplenemeyiz
Yalnızca
Kiralayabiliriz
Karışla ölçeğin
Arasında kalanı
Hem tutabildiğim kadarına yeter avucum
Aklım
Anlayabileceği kadarına mahkûm
Ruhum tuhaf sunucu
Senin elin tokalaşmama yeter de artar bile
Danışıklı dövüşçülerden daha fazla mı zamparayız
Ruhuna sor daha az mı fahişe
Ortakça ortalıktayız
İki kere yeniliyorum
Hem
Tene
Hem
Ölüme
Bu kadar mı?
Getirebildiğin
Sonra başka bir gökyüzü yokuşu
Bıraktım ellerimi
Or not to be ’den yana bütün kendini bilmez Hamlet’ler
Ellerin
Ne tuhaf ben mi duyarsızım ihtişamsızlığın Servantes’ine böyle
Yoksa bütün yel değirmenleri
Aramızda ki sırra mı gebe
İçimde ki kul ya da tanrı yokuş yukarı ispinoz kafesi kaslar geliştiriyor aklımdan tonlarca
Soruya inat cevapları ve tırnakları olan vazgeçici
Tırnaklarım
Tırnaklarlarının uzunluğundan
Ürkek
Vesveselerin biri aklıma diğeri vicdanıma
Apış arası goller atıyor
Nizamiliği tartışılır Japon kalesi yalnızlığıma
Derdim ne Yeteri kadar ölümlümüyüm bilmeliyim belki de
Hangi uzunluk kısaltır aramızda ki mesafeyi
Durup durduğu yerde
Öyle olsun
Yatak henüz en yakın gezegen dünyama
Her şey uzak
Sıyrılan mintan sıyrılan akıl
Daha ilk sevkıyatı gözlerimizin geceye
Bunaldığım bulandığım bulmalarımın
Bulandığın bunaldığın bulunmalarına
Karanlığın peyzaj bataklığına
Mum ışığı büyücü olunca
Katatonik şizofren
Küstahlığına dönüştü seni çok seviyorum alışkanlığı
Ayna ve pencere önü içsel gelgitleri
Hiç atlamaya vakti kalmamış intihar uçurumlarımdan ziyade
Gizemlerimiz yeterince Katarsis
Ve madem ölümsüzse yalnız
Dokunulmazım
Sayesizlikten
Keşke adlarınızı bilseydim
Oysa örtü
Şeytan korkuluğu
Toprak kuş tüyü
Vazgeçince
Apış arası mahalle maçlarında ne de kutsaldı
Çok unuttuk
Ölümsüzlüğü...
5.0
100% (3)