1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2224
Okunma
Yaşadığım memleketim sende kaldı çocukluğum... Sende kaldı acılarım , hüzünlerim ve ben hala hasretim sende yaşadıklarıma... Çocukluğum adlı şiirle yaşadığım , doğduğum memleketimden sevdiğim diyarlarımdan notlar :
İşte hayatım işte kavgam... (Çocukluğum )
Ben
Kars’ın
Ardahan kazasının
Sarzep köyünde doğdum
Sulakyurt oldu adı
Sekiz kilometredir bizim köy Ardahan’a
Bir bahar vakti doğmuşum
Ben
Burada büyüdüm
Şu dağlarda koştum
Şu ovalarda yürüdüm
Çamurdandı bizim oyuncaklarımız
Annem geven toplardı dağlardan
tezek yanardı sobalarımızda
Koruğ’a çıkardı babam
Amansızdı kışları
Bizim oraların
Geçit vermezdi
Kurtlar inerdi ovaya
Köpeklerin bağırtıları yarardı geceleri
Sıçrar kalkardık yataklardan
Tilkiler girerdi kümeslere
Tenekeydi bizim sobalarımız
Isınamazdık bir türlü
İliğimize işlerdi soğuk titrerdik...
Yazdan yaza girerdi
Bizim eve meyve
Kağnılar geçerdi gece boyu
Şavşat’tan Ardahan’a doğru
meyve taşırlardı
Elma , armut
Bıçak atardı çuvallara
Kurt Abdo’nun oğlu
Meyve toplardık sabahları...
Bir gün
Bir lahana geldi
Bizim eve
azar , azar verdi babaannem
Tadımlık
Tattık...
Halıya keserdi
Ardahan ovası
Turnalar inerdi ovaya leylekler
Balığa çıkardık Kura nehrinde
Düğünler kurulur
Halaylar çekilirdi
At koşturulur
Kağnı gıcırtıları sarardı yayla yolunu
Ben
Koyun otlatırdım dağlarda
Kuşburnu toplar
Keçiboynuzu yerdim
özeği meşhurdur bizim oraların
Kımısı , atol’u
Kopuk toplardı çocuklar çayırlardan...
Dedem cami avlusunda yatar
Yatırlar
Ziyaretler
Toplu mezarlar vardır...
Orucu
Ardahan’nın ışıklarıyla açar
Karanlıktır
Bizim oranın köyleri
İnsan iskeletleriyle doludur küçük dağ
Yel değirmenleri tarimar
Kiliseler tarimar...
Kotan sürdüm
Harman dövdüm
Çatıktı kaşları babamın
Korkardı herkes sinerdik
Parmağımı kopardım bir gün
ne çok korkmuştum babamdan
Gizlenmiş saklanmıştım
Bağırdı
Çağırdı
İspirto döktüler
Çok canım yandı...
Bir gün haber geldi
Dayım ölmüş
Bir araba çiğnemiş onu İstanbul’da
Ne çok ağladı annem
Samanlığa girer
Hıçkıra hıçkıra ağlardı
Günlerce ağladı
Korkardı babamdan
Ağlardı gizli , gizli...
Babam at sırtında kaçırmış annemi
Annem
Ağa kızı olduğunu söylerdi hep
Hizmetkarlar dolaşırmış evlerinde...
Toprak damlıdır
Bizim evlerimiz
Çamurla sıvanır duvarlarımız
Suyu çaydan doldururduk
Kışlıklar hazırlanırdı anbarlarda
Kadınlarımız tezeğe çıkardı
Kalak kurar
Harman yığardı
Güz geldi mi
Kesilir kazlar
Yığılırdı otlar , samanlar
Bir yamandır
Bizim oranın insanları
Hep taze gelindir
Kadınları
Kızları...
Sattık savdık
Yüklendik Kars’a doğru
Azar azar kayboldu Ardahan ovası
Turnalar uçtu üstümüzde
Çam ormanlarından geçtik
Digor’dan
Susuz’dan
Sonra
Posta treni
Üç günde geldik İstanbul’a
Erzurum , Erzincan
Ağır , ağır çıktık Elmadağ yokuşunu
Haydarpaşa garı
Yardı denizleri
Yolcu vapuru
Sirkeci’deyiz
Haznedar’a yerleştik
Dometes, peynir yerdik
Şeherli olmuştuk
Şeher ekmeği yiyor
Şeher suyu içiyorduk...
Annem
Ev işlerine gidiyor
Babamız işsiz
sıkıntılı
İnsan kıyamıyor annesine
Ne çok feryat ettim
Ne çok ağladım
Gece
Rüyalarıma girdi
Koşup oynadığım yerler
Benim köyümde
Benim dağlarımda...
Bir gün
Ablan kaçmış dediler
Koca bir taş düştü evin başına
Nasılda ağlaştık
Babam kızdı , bağırdı
Aracılar geldi
Aracılar gitti
Evlendi sonunda
Bir kızı oldu
Geri geldi bir gün kaçarcasına
Yüzü gözü dağılmış
Utanır saklardı
Ağlaştılar annemle
Babam
Karakola gitti
Ablam
Arada bir çıkıp bakardı
Kızımı göreyim diye
Barıştılar
Çocuğum var diyordu
Evine gitti yeniden...
Ben cam toplardım
Gazete satardım
dördüncü sınıftaydım
Tembel diye tartakladı
Levha astı üstüme bir bayan öğretmen
Nasılda utandım
Şiveme taktı
Üstüme başıma
Kirliymiş yakalığım horladı
Ağladım beşi bitirdiğimde...
Çalıştım
Kah orda
Kah burda
Oyuncak sattım ağabeyimle
Niyet çektirdim
Ne uçurtma uçurttum
Ne misket oynadım
Ben radyoyu bile görmedim
Duydum
Bir adam konuşurmuş içinde
İşte böyle geçti
Benim ÇOCUKLUĞUM...
Alper Kar
Geven : dağlarda yetişen üstü dikenli kökü odunumsu yakacak olarak sökülen bir bitki
Koruk : tarla bekçiliği
Kurt Abdo : Kurtları inine kadar takip edip tuzaklar kurarak avlayan kişi halen hayatta
Özek : yazın ovada yetişen tatlımsı bir bitki
Kımı : yazın ovada yetişen mayhoş bir kök bitkisi
Kopuk : çayırlarda yerden bıçakla çıkarılan turpumsu bir kök bitkisi
Atol : Tarlalarda yetişen yer elmasına benzer kök bitkisi
Kalak : tezek yığınlarına verilen ad
Kotan : öküzle sürülen tarlayı süren alete verilen ad
Ve gaz lambasıydı yaktığımız. sonradan elektrik gelmiş hatta il olmuş şu bizim kaza...