3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1499
Okunma

Mardin’ın bir dağ köyünde öğretmenim. Köyümü ,okulu ve öğrencilerimi çok seviyorum.Beş sınıflı bir okulda 75 öğrencim vardır. Heyecan dolu, çiçeği burnunda bir köy öğretmeniyim. Ne varki köyde meydana gelen bazı olaylardan dolayı rahatsız oluyorum. Şahsıma karşı birşey yok. tarla, bağ,bahçe meselinden dolayı sık sık köyde kavgalar oluyor.Köy imamı ile birlikte kimi zaman onları barıştırıyoruz. Lakin bu barış kalıcı olmuyor. Köyde iki aile arasında bir sınır taşı meselesi vardır. Yirmi yildan beri mahkemkesi devam ediyor. Bir türlü çözülemiyor.Topu topuna on, onbeş dönüm bir tarla. Bir gece ansızın birkaç silah sesi duydum. Hasan adında bir köylü , gece yarısında kırmasını eline almış, harman yerinde ekinlerini bekleyen Ali ile Abbası vurmuşlar,Ali yaralanmış ,Abbas ise olay yerinde ölmüştü. Olay bir sınır taşı yüzünden kan davasına dönüştü.
05 Mayıs 2009 tarihnde Mardin ili , Mazıdağı ilçesine bağlı BİLGE Köyü’ndeki olayda yine bir tarla meselesi yüzünden, sınırtaşı kavgası oldu, hem de hunharca ve yobazca oldu.. 44 vatandaşımız bir gece de hemde,köyün camisinde namaz kılarken kurşuna dizildi. 50 ’den fazla vatandaşımız da ağır yararlandı. Bu kanlı olay basında geniş bir şekilde günlerce yer aldı. İşte o günlerin anısına bu şiir yazıldı. "Sınır Taşı" şiiri kanlı bir olayın yaşanmış gerçek bir hikayesidir...
SINIR TAŞI
Hasan Ali’yi dövende
Patlayaydın sınırztaşı
Fatma Ayşe’ye sövende
Çatlayaydın Sınır taşı
Sınır taşı baş belası
Bir karış toprak parçası
Derken oldu kandavası
Yok olaydın sınır taşı
Sınır taşında bir gece
Abbas vuruldu gizlice
Bir ocak söndü böylece
Kör olaydın sınır taşı
Senin için canlar gitti
Oluk oluk kanlar gitti
Ev yıkıldı, hanlar gitti
Olmayaydın sınır taşı
Bu şiir ağıt övende
Hasan Ali’yi dövende
Fatma Ayşe’ ye sövende
Ne olaydın sınır taşı
Abdülkadir Güler